Hamilelik-Gebelik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hamilelik-Gebelik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Şubat 2011 Cumartesi

Anne Adaylarına Önemli Hususlar

Gebelik süresince anne adayının her konuda kendisine dikkat etmesi gerekir. Bedensel ve psikolojik olarak olumlu geçen bir gebelik sonucunda aynı şekilde bedensel ve psikolojik olarak sağlıklı bir bebeğe sahip olunabilinir. 

Gebelikte de her mevsimde dikkat edilecek hususlar önem taşımaktadır.

Kış mevsiminde gebeliklerini daha rahat geçirmeleri için Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Yurdanur Aktan Erkılıç anne adaylarına önerilerde bulundu.

Kış gebeleri besinsel anlamda en şanslı gebelerdir. Kış sebze ve meyveleri annenin sağlığı, iyi beslenmesi ve gelişmekte olan bebeği için bol mineral ve vitamine sahiptir. Sağlıklı bir gebelik yaşayabilmek için anne adayının öncelikle beslenmesine çok dikkat etmesi gerekir.

“ANNE ADAYININ ELİNE BİR BESLENME PROGRAMI VERMEK İYİ BİR YAKLAŞIM DEĞİLDİR.”

Mevsiminde yetişen sebze ve meyveler ihtiyacı bol bol karşılar. Anne adaylarının fiziksel gelişimini tamamlamış besin depolarının dolu olarak gebeliğe başlamaları gerekir. Gebelik süresinde ise anne adayının sadece günlük yaşamını sürdürecek yeterli besin ve enerji alması kafidir. İlk aylarda kilo alamamak korkulacak bir durum değildir. Bulantı, kusma ve iştahsızlık kilo alımını ilk aylarda engelleyebilir ancak tüm gebelik boyunca ortalama 10-12 kg almak normal olandır.

Anne adayının günlük protein ihtiyacı 20 gr'dir.15-20mgr demir,500mgr kalsiyum alması gerekir. Proteinler bitkisel ve hayvansal olarak iki türdedir.Ve her iki protein grubu da tüketilmelidir.

Hayvansal proteinler = Et -süt-peynir-yoğurt-yumurta.

Bitkisel proteinler = Kuru baklagiller-fasulye-nohut-mercimek-barbunya v.s.. balık tüketilmesi gereken en önemli proteinlerden biridir. Bebeğin zeka gelişimi üzerinde olumlu etkisi olan omega 3 ve omega 6 yağ asitlerine sahiptir.

KIŞ MEVSİMİNDE BESLENME:

• Kış mevsimi balık yönünden zengindir. Kalsiyum bebeğin 8.haftadan itibaren oluşan kemik ve dişleri için gereklidir ve gebelikte normalin iki katı kalsiyum almak gerekir. Anneden bebeğe geçen yani sürekli kayba uğrayan bir elementtir ve karşılanması gerekir.

• Et-yumurta-kuru baklagiller protein+demir içerir. Bebekte beyin, kas, diş ve kan yapımını sağlar

• Süt ve süt ürünleri protein ve kalsiyum içerir ve bebekte kemik, diş gelişimi ve büyümesini sağlar. Gebelerde demir eksikliği halsizlik, yorgunluk, uykuya meyil, nefes darlığı, çarpıntı gibi şikayetlere neden olur. Demir eksikliğinde bebek gelişim bozukluğu, erken doğum, düşük ve ölü doğum yapma riski de vardır. Gebeler yiyeceklerden her türlü mineral ve vitaminleri alsalar da kalsiyum ve demir hariçten ilaç olarak da verilmelidir.

• C vitamininden zengin sebze ve meyveler bağırsaktan demir emilimini hızlandırırlar. Süt demir emilimini azalttığı için demir ilaçlarını sütle almamak gerekir

Mevsimlerle beslenme arasında büyük bir bağlantı vardır. İnsan sağlığı ve hastalıkları hava şartlarına, vücuda giren yiyecek ve içeceklere, kişinin yaşadığı ortama hareketlilik durumuna, fizik etkenlere, psikolojik durumuna bazı dış etkenlere ve alışkanlıklarına bağlıdır. Kış sebze ve meyveleri gebeler için çok gerekli vitamin ve mineraller içermektedir. Dikkat çeken bir husus şayet yeterince ve dengeli beslenilirse bu sebze ve meyvelerinin diğer bir yararı posalı gıdalar olması ve hızlı kilo alımını engellemesidir.

KIŞ SEBZELERİ:

Karnabahar, brokoli, lahana, ıspanak, pırasa, kereviz maydanoz, dereotu, kabak, turp, patates patlıcan havuç vs...

KIŞ MEYVELERİ:

Portakal, Mandalina, ayva, nar, greyfurt, elma vs...

Görüldüğü gibi bu gruplar vücut toksinlerini atmak,kilo almamak gibi nedenlerle özel programlarda tavsiye edilen sebze ve meyvelerdir.

Bu nedenle ve besin değerleri bakımından kış gebelerinin oldukça şanslı olduğu söylenebilir.

ZARARLI YİYECEKLER:

Fast food ürünler, kızartılmış patatesler bebek için zehirli bir takım maddeler içerdiğinden zararlıdır. Evde yapılan kızartmalar daha az ısıda yapıldığından zararlı değildir.

Katkısız, mevsiminde yetişen gıdalar tercihimiz olmalıdır.

KIŞ GEBELERİNİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN DİĞER BİR HUSUS GİYSİLERDİR:

- Soğuk havalarda ısınmak için giyilen sıkı, naylon, sentetik giysiler zararlıdır. Hava geçirme özelliği olmadığından terleme ve buna bağlı mantar enfeksiyonlarına neden olmalarından dolayı bu tür giysiler iç çamaşırları, pantolonlar tercih edilmemelidir. Kış aylarında yünlü , pamuklu, havalanabilir, yumuşak giysiler tercih edilmelidir.

- Kış aylarında güneşten daha az yaralanmakla birlikte her gün bir(1) saat açık havada yürümek oturmak, gereken D vitamini için yeterli olabilir.

- Kış aylarında kapalı ortamlarda kalabalıkta damlacık enfeksiyonları (nezle,vs..) daha hızlı yayılacağından gebelerin uzun süre bu ortamlarda bulunmamasını tavsiye ederiz.

- Gribal enfeksiyonların yaygın olduğu bu mevsimde tokalaşmak,öpüşmek risk artırıcı olduğundan uzak durulmalıdır.

- Evlerde soba ve kaloriferlerinin kuruttuğu havayı kaynayan bir çaydanlık, ıslak bezler gibi tedbirlerle nemlendirmek faydalıdır.

- Gebeler güzeldir, çekicidir, kutsaldır. Güzel kış günlerinde güzel gebelerin güzel bebekleri olmasını temenni ederiz.

(HABERTÜRK)

6 Ocak 2011 Perşembe

Hamilelikte Kaç Kilo Alınır ?

Hamilelik süresince, 10-16 kilo alınması idealken, anne adayının yetersiz veya gereksiz kilo alması, hastalık ve riskleri beraberinde getiriyor.

2 Ocak 2011 Pazar

Gebelikte Mide Bulantısına Karşı Yiyin

Cevizin insan sağlığı üzerinde gösterdiği faydaları duyunca çok şaşıracaksınız...

Prof. Dr. Turan Karadeniz cevizin kadınların hamilelik döneminde mide bulantısına iyi geleceğini ve kanda zararlı kolesterolün birikmesini önleyerek, yüksek kolesterolü düşürdüğünü ifade etti. 

Cevizin damar tıkanıklığında ve şeker hastalığının tedavisinde son derece etkili olduğunu belirten Karadeniz, "Ceviz yaprağı kaynatılıp su ile sulandırılıp günde birkaç bardak içilirse şeker hastalığına iyi gelir. Mide ve bağırsak ağrılarının azaltılmasında, taze meyvelerinden hazırlanan reçelden diş eti çekilmesi hastalığının tedavisinde ve vitamin eksikliğinde başarılı olarak kullanılmaktadır. Taze ceviz balla yenirse cinsel gücü artırır” diye konuştu.

-habervitrini

28 Aralık 2010 Salı

Kolay Doğum İçin Öneriler

Nişane kanla karışık akıntı nin gelmesi
Poşun açılması Doğum sularının gelmesi
Düzenli ağrıların başlaması.





Düzenli ağrılar: İlk başlarda 10-15 dakikada bir gelip 15-20 saniye sürer, doğum yaklaştıkça 2-3 dakikada bir gelip 1 dakika süren ağrılar şeklindedir.
 
Kolay ve Rahat Bir Doğum İçin Şunları Yapınız.

Nişan, kasılmalarla birlikte olan sancı ve/veya suyun gelmesi bize doğum eyleminin başladığını gösterir. Bu üç belirti sıra ile değildir.
Her kadında ve bir kadının her doğumunda farklı sıralarla görülebilir.

Nişan: gebelik boyunca kapalı olan rahim ağzında rahmi ve bebeği enfeksyonlardan korumak amacıyla pelte gibi sümükümsü bir tıkaç oluşur. Bu tıkaca da nişan denir. Rahimdeki kasılmaların etkisiyle genişleyen rahim ağzından bu tıkaç düşer. Gebe kadın bunu akıntı şeklinde fark eder. Bu sümüksü tıkaç aynı zamanda hafif pembemsi kanla bulaşmış ancak kanama olmayan şeklindedir. Halk arasında buna belirti, nişan, iz de denir. Nişan geldiğinde hemen hastaneye gitmek gerekmez. Bu doğumun çok yaklaştığını bugün yarın doğumun gerçekleşeceğini gösterir. Hazırlıkları gözden geçirmek için zamanınız vardır.

Suyun gelmesi: Bebeği koruyan su kesesi gerilmelerin ve kasılmaların etkisiyle yırtılabilir. Bu nedenle amniyon suyu rahimden dışarı akar.Su kesesi üst bölgeden ve sıyrık şeklinde yırtılmışsa amniyon suyu sızıntı şeklinde akabilir. Bu nedenle gebeler idrar kaçırdıklarını ya da akıntı nedeniyle ıslaklık olduğunu düşünebilirler. Amniyon sıvı akıntı gibi koyu, kıvamlı değil, su gibi akışkandır. Rengi açık sarı ya da ıhlamur çayı gibidir. çamaşırda akıntı gibi tabaka bırakmaz. Bu nedenle aksırma, öksürme gibi nedenle olan idrar kaçırmaya benzemez. Ayrıca kendine has bir kokusu da vardır. Bu farklılıkları dikkate alarak ıslaklığın kesenin açılmasıyla ilgili olup olmadığı gebe tarafından ayırt edilir.

Amniyon kesesi yırtıldıktan sonra bebeğin ve anne rahminin mikrop alması kolaylaşır. O nedenle su geldiğinde ya da şüphe edildiğinde hemen hastaneye gitmek gereklidir. Bazen kadınlar su gelse bile ağrılar başlamadı diye hastaneye gitmeyi geciktirirler. Bu durum anne ve bebeğin mikroplarla bulaşan bazı hastalıkları kapmasına neden olabilir.Doğumdan önce su keseleri yırtılan gebe kadınların çoğunluğu 12 saat içinde ilk kasılmaları hissederler; kalanların çoğu bunları 24 saat içinde hisseder. Bununla birlikte yaklaşık 10 kadından birinde doğumun başlaması daha uzun sürer. Zaman geçtikçe yırtılmış amniyon kesesinden bebek ve/veya annenin enfeksiyon kapma riski artacağı için çoğu hekim kese yırtıldıktan sonra eğer beklenen tarih yakınsa 24 saat içinde oksitosinle doğumu başlatır, az sayıda hekim 6 saat içinde başlatmayı yeğler. Son çalışmalar bu noktaya gelmiş bir gebelikte doğumu başlatmak için 24 saatten fazla beklemenin yararı olmadığını, tersine zararı olduğunu gösteriyor.

Vajinanızdan sızıntı veya akıntı geliyorsa hekiminizi veya ebenizi arayın. Bu arada enfeksiyondan korumak için vajina bölgesini olabildiğince temiz tutun; banyo yapmayın veya cinsel ilişkiye girmeyin; amniyon sıvısını emmesi için ped kullanın tampon değil; kendi kendinizi içeriden muayene etmeye kalkışmayın; tuvalette önden arkaya doğru temizlenin.

Nadiren, bebeğin gelen parçası henüz pelvise yerleşmediğinde ve keseler erken yırtıldığında en sık olarak bebeğin prematüre veya makat gelişi olduğu durumlarda göbek bağı kendi üstüne katlanır rahim boynuna doğru itilir hatta amniyon sıvısının akmasıyla vajinaya bile inebilir. Vajinanızın çıkışında göbek bağı görebiliyorsanız veya vajinanızın içinde bir şey varmış gibi hissediyorsanız hemen hastaneye gidin.

Ağrı: Doğumun başladığını gösteren bir diğer belirti de karında sertleşme ile birlikte ağrının hissedilmesidir. Başlangıçta hafif olan, kısa süren ve seyrek olan bu ağrılar gittikçe daha uzun, şiddetli ve sık hale gelir.

İlk kez anne olacak çoğu kadın bunlarda doğum sancıları genellikle yavaş başlar ve kasılmalar kademeli olarak artar güvenle ilk birkaç saati evinde geçirebilir. Ancak kasılmalarınız, çok güçlü başladıysa -en az 45 saniye süren ve 5 dakikadan daha sık gelen kasılmalar- ve/veya daha önce doğurmuşsanız ilk birkaç saat sancıların tamamı olabilir. Büyük olasılıkla doğumun ilk evresi sancısız geçmiştir ve rahim ağzınız bu sürede yeterince genişlemiştir. Hekiminizi aramamak -ve son dakikada hastaneye yetişmeye çalışmayı göze almak- şu an telefon etmekten daha kötü sonuçlar doğurabilir.

Bununla birlikte, ardışık birkaç kasılmayı saymış olmanız iyi olacaktır. Kasılmaları bildirirken sıklıkları süreleri ve güçleri konusunda emin olun. Sakin bir ses tonuyla konuşmak adına rahatsızlığınızı belli etmekten kaçınmayın. Hekiminiz kasılma sırasında konuşmakta olan bir kadının sesinden doğumun hangi aşamada olduğunu anlama konusunda deneyimli olacaktır.

Eğer siz hazır olduğunuzu hissediyorsanız, ancak hekiminiz aynı fikirde değilse, bekle yanıtıyla tatmin olmayın. Hastaneye gidip kontrol yaptırmak istediğinizi söyleyin. Her ihtimale karşı bavulunuzu yanınıza alabilirsiniz, ancak rahim ağzınız açılmaya yeni başlamışsa eve dönmeye de hazırlıklı olun.

Doğum sancıları başladığında hemen hastaneye gitmeniz gerekmez. Ancak sancılar yaklaşık 4-5 dakikada bir geliyorsa hastanede olmanız gerekir. Bazen gerçek doğum ağrılarını taklit eden yalancı doğum ağrıları gebe kadını ve eşini telaşlandırır ve hastaneye gitmesine neden olur. Böyle bir durumla karşılaşıldığında ağrıların gerçek mi, yalancı mı olduğunu ayırt etmek için izlemek ve bazı farklılıkları gözlemek gerekir.

Yalancı doğum ağrıları:


Sıklığı, şiddeti bakımından düzensizdir
Dolaşma, masaj ve istirahatle geçebilir
Ağrı bel, kasık ve karında hissedilir
Rahim ucunda yumuşama ve açılmaya neden olmaz.

Gerçek doğum ağrıları:

Düzenlidir
Her durumda devam eder, geçmez
Ağrı bel, kasık ve karında her noktada aynı hissedilir
Yumuşama ve açılmaya neden olur
Evde yapılabilecekler:
Dolaşabilir ya da istirahat edebilirsiniz.
Duş alınabilir.
Masaj yapılabilir. Belden kalçaya doğru ve elin topuğu ile bel ve kalça üzerine basınç uygulamaları rahatlatıcı olabilir.
Valiz kontrol edilebilir.
Sık sık tuvalete gidilerek idrar yapılır.
Yapılması sakıncalı olanlar:
Ağrılar başladığında bir şey yenilmemelidir. Yemek yemek ya da Fazla miktarda sıvı almak kusmaya yol açabilir.
Gerekirse çok küçük miktarlarda sıvı alınabilir.
Biraz enerji verecek, ağızda eriyen şeker, çikolata yenilebilir.

(bilgice)

26 Aralık 2010 Pazar

Bebek Odasına 6 Pratik Çözüm

"Bebek odası nasıl hazırlanır?" sorusuna altı yanıt...

Bebek odası mobilya ve aksesuarlarını seçmeden önce düşünmeniz gereken bir çok şey var. İşte size hayalinizdeki odayı gerçekleştirmenizi sağlayacak mini bir rehber

Birçok anne adayı bebeği için masallardaki gibi bir oda hayal eder. Fakat çoğu zaman bu hayaller bebek o odada yaşamaya başladığında hiç de pratik çözümler sunmaz. İşte yeni misafiriniz gelmeden yapmanız gerekenlerle ilgili ipuçları:

1. Tüm çocukluğunu geçirebileceği bir oda hazırlayın

Ne kadar güzel gözükürse gözüksün bebek odasına çok fazla “bebeksi” objeler ve renklerle doldurmayın. Çocuğunuz ana okuluna başladığında odadaki bu açık pembe ve mavi tonları biraz garip kaçmaya başlayabilir. Sabah Gazetesi'nde de yer alan habere göre, duvar rengini rafları ve mobilyaları her yaşa uygun renklerden seçmeye çalışın. Toz pembe duvar kağıdı yerine bebek aksesuarları ile de bu duyguyu verebilirsiniz. Beşiğe sığmayacak kadar büyüdüğünde kullanması için minik bir karyola da koymayı unutmayın.

2. Odanın nasıl ışık aldığını kontrol edin

Odayı dekore etmeye başlamadan önce güneşin hangi taraftan doğduğuna ve gün içinde içerisinin nasıl ışık aldığına dikkat edin. Bu sayede sabah güneşinin vurduğu köşeye beşiği yerleştirmek gibi bir hataya düşmezsiniz. Sadece güneş değil sokak lambasının da bebeğin gözlerini rahatsız edeceğini unutmayın.

3. İki görevi de görebilecek mobilyalar seçin

Alt değiştirme masasının aynı zamanda şifonyer olarak kullanılması çok işinize yarayabilir. Böylece bebek bezlerinden kurtulduğunuzda işinize hiç yaramayan bir mobilya ile kalmamış olursunuz.

4. Duvardan duvara halıdan kaçının

Bebek odanızın yerlerini parke yaptırıp parça halı kullanmaya bakın. Sert zeminlerin temizlemesi daha kolaydır hem de bebeğinizi alerji yapacak tozları tutmazlar. Çocuğunuz büyüdükçe ve zevki değiştikçe parça halıyı kaldırıp yenisini almak çok daha kolay ve ekonomik olacaktır.

5. Bol bol saklama dolabı yaptırın

Bebek eşyaları küçücük olsa da tahmin ettiğinizden çok daha fazla yere ihtiyacınız vardır. Unutmayın o kıyafetler ve ayakkabılar gün geçtikçe büyüyecek ve olanlara ekstra aksesuarlar eklenecek. İleride odanın her yerini kaplayacak olan oyuncakları düşünün!

6. Bebek odasına kendiniz için bir koltuk koymayı ihmal etmeyin

Rahat bir koltuk seçin. Bebeğinizi emzirerek, sallayarak ve ona masal kitapları okuyarak yüzlerce gecenizi o koltukta geçireceğinizi unutmayın. Hatta yeriniz varsa açılıp kapanabilir bir kanepe de çok işinize yarayacaktır.

(habertürk)

7 Kasım 2010 Pazar

Hamileler Mutlaka Yemeli

Adının muşmula olduğuna bakmayın, yararı saymakla bitmiyor.

İçeriğindeki bol vitamin ve minareller sayesinde anne karnındaki bebeğin düşmesini engelleyen bu meyve aynı zamanda gençlik iksiri. 

Uzmanlar, "Muşmuladan yapılan maske, cildi yumuşatır" diye konuştu.

(habertürk)

17 Eylül 2010 Cuma

Hamilelikte Dikkat Edilmesi Gerekenler

Hamilelik kadın yaşamında en önemli evrelerden biri. Sağlığınıza özen göstermeniz gereken bir dönem...
Günlük yaşamda karşılaşabileceğiniz sorunlar için önerileri okuyun...

İlaçlar
Her ne olursa olsun, herhangi bir ilaç almadan önce mutlaka doktorunuza veya eczacınıza danışmalı, alacağınız ilacın doğurganlığınız üzerinde olumsuz etkisi olmadığından emin olmalısınız.
Egzersiz
Bir başka önemli konu, düzenli ve hafif egzersiz yapmaktır. Kendinizin ve bebeğinizin sağlığı için, hamilelik öncesinde fizik kondisyonunuzu en iyi düzeye getirmeniz şarttır. Eğer hafif egzersizin ötesinde bir beden eğitimi programı uygulayacaksanız, mutlaka önce doktorunuza danışmalısınız. Herhangi bir kramp veya kanama geçirirseniz, egzersize son vermelisiniz.
Alkol
Fazla alkollü içki, hem eşiniz hem de sizin üzerinizde hamileliği geciktirici etki yapacaktır. Bu nedenle, alkollü içkileri tümüyle bırakmasanız da, önemli ölçüde azaltmalısınız.
Sigara
Sigara ve benzeri tütün ürünleri de hamilelik ihtimalini azaltmaktadır. Çünkü tütün sperm ve yumurtayı hasara uğratabilmekte ve nikotin doğurganlığınızı kontrol eden hormonların düzeyini etkilemektedir.
Beslenme yaşama alışkanlıkları
Hamilelik öncesi sağlık programınızın en önemli konularından biri, eşinizle birlikte, lifli yiyecekler bakımından zengin, yağ oranı düşük dengeli bir beslenme rejimi uygulamanızdır. Yeterince vitamin ve mineral alabilmek için taze sebze ve meyveye beslenmenizde geniş yer vermeli, bol süt içmelisiniz. Yaşadığınız yerde direk x ışınlarına, toksit kimyasallara karşı tedbirli olmalısınız.
Folik asit
Sağlık uzmanları, hamileliğe hazırlanan kadınların hazırlık döneminden hamileliklerinin 12. haftasına kadar her gün 0.4 mg folik asit almalarını önermektedir. Eczanenizden rahatça alabileceğiniz folik asit, bebeğinizin Spina Bifida ve benzeri omurga ve omurilik sorunlarıyla doğma riskini yüzde 70 oranında düşürecektir. Folik asit, yeşil yapraklı sebzelerde, esmer ekmekte ve tahıllarda da bulunur.
Rubella (Kızamıkçık)
Kızamıkçık aşısı olup olmadığınızı mutlaka doktorunuza kontrol ettirmelisiniz. Hamileliğiniz sırasında bu virüse yakalanırsanız çocuğunuzun sağır, kör veya akli melekeleri eksik doğma ihtimali yükselir. Eğer daha önce kızamıkçık aşısı olmadıysanız, doktorunuz bu aşıyı mutlaka yapacaktır. Aşınızı yeni olduysanız, hamile kalmak için hiç değilse üç ay geçmesini beklemelisiniz.
Toksoplazma
Cenini beyin hasarlarına yol açarak ciddi biçimde etkileyebilecek, hatta anne karnında ölümüne yol açabilecek bu enfeksiyon türü genellikle kedi ve benzeri evcil hayvanların dışkısından, tükürük ve benzeri salgılarından bulaşır. Bu nedenle, eğer evcil hayvan besliyorsanız, lazımlıklarını temizlerken mutlaka eldiven takmalısınız. Yine aynı nedenle, bahçe veya saksı çiçekleriyle uğraşırken de eldiven kullanmanız şarttır.(milliyet)

8 Ekim 2009 Perşembe

Sezaryenle Doğumda Artış


Sezaryen oranı tüm dünyada artıyor, bu oranı azaltmak veya optimal düzeyde tutmak amacını taşıyan girişim ve tartışmalar ise sürüyor.
Türk - Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı TAJEV Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, “İlk gebeliğinde sezaryen olanların diğer gebeliklerinde de sezaryen olması, anne adaylarının yaş ortalamalarının artması, tedavi gebeliklerinin artması, obezite, sezaryen endikasyonlarının genişlemesi ve anne adaylarının talepleri artışta etkili oldu" dedi.

Özellikle anne adaylarının doğuma bakış açılarının birçok nedenden etkilendiğini belirten Prof. Ünlü, şu bilgileri verdi:

"Annenin psikolojik faktörleri, doğum korkuları, sosyokültürel durumu bunda etkili olabilmektedir. Özellikle anne adaylarının sezaryen istekleri ve nedenleri tam irdelenmeli ve sezaryen doğumun getireceği ekstra sorunlar hastalar ile tartışılmalıdır. Anne adaylarının ağrı korkusu ile sezaryen istemleri varsa vajinal doğumun ağrı yönetimi konusunda bilgilendirilmesi yapılmalıdır.”
ÇOĞUL GEBELİKLER DE ARTIYOR
Çoğul gebeliklerin artışına da dikkat çeken Prof. Dr. Ünlü, “1980’li yıllardan 2000’li yıllara doğru çoğul gebelik oranları yüzde 77 civarında artış göstermiştir. Bu durum ise anne ve fetusun sağlığı açısından birçok riskleri beraberinde getirmektedir. Çoğul gebeliklerde en sık ikiz gebelikler gözlenmektedir. Tek yumurta ikizleri oranları 250 doğumda bir gözlenmekte ve ırka, yaşa, doğum sayısına göre değişmemektedir. Ancak son zamanlarda kısırlık tedavileri sonucunda bu ikizlerin arttığı da bilinmektedir. Çift yumurta ikizlerinin sıklığı ise yaşa, ırka, doğum sayısına ve kısırlık tedavisi görüp görmediğine göre değişebilmektedir.” diye konuştu.
Çoğul gebelik oranlarında artışın anne ve bebek açısından sorunları da beraberinde getirdiğini vurgulayan Dr. Ünlü, “Özellikle düşük oranı, bebeklerde anomali gözlenme olasılığı, düşük doğum ağırlığı, erken doğum sıklığı çoğul gebeliklerde daha fazla gözlenirken, tek yumurta ikizlerinde bir bebeğin diğerine göre daha fazla beslenmesi, yapışık ikiz gibi sorunlarla da karşılaşılabilmektedir. Ayrıca çoğul gebeliklerde annenin hipertansiyonu, gebeliğe özgü şeker hastalığı gibi sorunlar daha fazla gözlenebilmektedir. Erken doğum nedeni ile bebekler yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde daha sık kalabilmekte, akciğer problemleri nedeni ile hayatlarını kaybedilmekte veya uzun yıllar beyinde kalabilecek sekeller nedeni ile sorun yaşayabilmektedirler. Ayrıca sezaryen doğum oranları bu gebeliklerde daha sıktır.” dedi. Prof. Dr. Ünlü, “Tüm bu anneye ve bebeğe ait olabilecek problemler açısından artan çoğul gebelikleri önlemek amaçlı birçok çalışmalar yapılmaktadır. Özellikle tüp bebek ünitelerinde transfer edilen fetus sayılarına sınırlama getirilmeye çalışılmış ve birçok ülkede anne yaşına göre değişmekle beraber ikiden fazla embriyo verilmemektedir. Eğer üç veya daha fazla fetus oluştuğu takdirde anne karnında bir bebeğin yok edilmesi yöntemleri ebeveynler ile tartışılmaktadır” diye konuştu.

KANSER HASTALARI DA ÇOCUK SAHİBİ OLACAK
Doç. Dr. Cem Demirel ise, son dönemde çok gündemde olan fertilitenin (üreme yeteneğinin) korunması üzerine olan çalışmalardan bahsetti.

“Özellikle, kanser tedavisi nedeniyle kemoterapi veya radyoterapi alacak hastalarda bu sorunla sık karşılaşılmaktadır. Bu konuyla ilgili olarak over dokusunun dondurulması gelecekte fertilitenin dondurulması açısından umut veren gelişmeler arasında bulunmaktadır. Oosit (yumurta) dondurulması ve bu yöntemle fertilitenin korunması da en önemli gelişmelerden biri olacak gibi gözükmektedir.

Kemoterapi ve radyoterapi, over dokusu (kadın yumurtalığı) fonksiyon kaybına yol açmaktadır. Dünyada genç yaşta gözlenen kanser olguları artmakta ve aynı zamanda yeni tedavi yöntemleri ile sağ kalım oranlarının artış gözlenmektedir. Genç yaşta bu hastalığa yakalanan ve daha sonra bu hastalığı yenen kadınlar muhakkak ki çocuk sahibi olmak istemektedirler.

YUMURTALIK DOKUSU DONDURULUYOR
Bu nedenden dolayı tüm dünyada over (yumurtalık) dokusunun saklanması ve kanser tedavisi sonrası tekrar vücuda nakil edilmesi tüm dünyada araştırma konusudur. İspanya’da Valencia programı altında çalışmalar yapılmakta, tedavi öncesi kadın yumurtalık dokusu laparoskopik olarak tek taraflı olarak alınmakta ve kanser tedavisi bittikten sonra diğer yumurtalığın iç tarafına nakil edilmektedir. Özellikle genç yaşlarda kemoterapi veya radyoterapi almak zorunda kalan hastalarda over dokusunun dondurulup saklanması ileriki dönemlerde over fonksiyonlarının geri kazanımı konusunda umut verici bir seçenek olacak gibi durmaktadır.
Ntvmsnbc(bilgice.com)
 

Yaşamkafe Copyright © 2010 Fashionzine is Designed by Ipietoon for Bie Blogger Template
In Collaboration With Teen Celebrities