Kadın Magazin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kadın Magazin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Şubat 2011 Cumartesi

İşte Lopez'in Güzellik Sırrı

Kozmetik dünyasının son keşfi üzüm; Jennifer Lopez'in de güzelliğinin, genç ve çekici görüntüsünün kaynağı oldu. 

Hollywood'un gözde yıldızları güzelliğin formülünü artık kozmetik ürünlerinde aramıyor. 

Dünyanın en çekici kadınları arasında gösterilen Jennifer Lopez'in genç ve güzel görüntüsünün sırrı; üzüm! 

Üzüm, kozmetik dünyasının yakın zamandaki en büyük keşfi. Özellikle üzüm çekirdeğinin güçlü bir antioksidan olduğunun tespiti, hem kozmetikçiler hem de kadınlar için heyecan verici. 

Kozmetikte üzümün en etkin kullanılan kısmı çekirdeği. Üzüm çekirdeği yağı (F vitamini) ve üzüm çekirdeği ekstresi (OPC- Oligomera Procyanide) bugüne kadar tespit edilmiş en güçlü antioksidanlar arasında. Öyle ki, etkisi C vitaminine göre 20 kat, E vitaminine göre 40 kat daha fazla. 

Üzüm çekirdeği anti-aging etkisinden dolayı, bağ dokusunu güçlendirerek cildi sıkılaştırıyor, daha yumuşak, gergin ve elastiki olmasını sağlıyor. OPC, üzüm çekirdeği yağı ve E vitamin içeren bakım sağlayıcı formülü özellikle makyaj, yağ artıklarını ve cilt kirlenmelerini yumuşak ve koruyucu bir şekilde temizliyor. Ayrıca UV Işınlarına karşı koruyor.

-habervitrini

5 Şubat 2011 Cumartesi

Britney Spears Nasıl 12 Kilo Zayıfladı ?

Britney Spears bir ay öncesine kadar fazla kilolarıyla boğuşan bir yıldızdı. Bir aydır sıkı bir diyet yapan Britney, 12 kilo verdi. 

Hollywood Yıldızlarının Güzellik Sırları

Julia Roberts, özel formüllerle evde kendi pişirdiği ekmeği yiyerek diyet yapıyor. Michelle Pfeiffer ‘ın sırrı, tabaklar dolusu balık yemek... 

Ünlü Top Modelin Güzellik Sırları

Ünlü Fransız top model Laetitia Casta'nın makyaj sırlarını öğrenmek ister misiniz? 

Ünlü Fransız top model Laetitia Casta'nın makyaj sırlarını öğrenmek ister misiniz? 

İşte büyüleyici modelin güzellik sırları... 

Laetitia, her zaman doğal bir görünümden yana olduğunu söylüyor. 
Ünlü model, birkaç dokunuşta uyguladığı fondötenle, ten rengini ince beyazlığa kavuşturuyor.

Dudaklarınının görünümünde de sadelikten yana olan yıldız, kırmızı dudak kalemini bir parlatıcıyla tamamlıyor. 

Kırmızı ruj sürmeden asla dışarı çıkmadığını belirten Fransız güzel, göz kapaklarını da pastel renklerdeki farlarla ya da beyaz göz kalemiyle ön plana çıkartmayı seviyor. 

Ünlü model, saçlarının rengini sık sık değiştiriyor. 

-habervitrini

Beyonce'un Makyaj Sırları

Güzelliğiyle dünyayı kasıp kavuran seksi yıldızın makyaj sırlarıyla cazibesine cazibe kattığını biliyor muydunuz? 

İşte size Beyonce'nin uyguladığı yöntemlerin ipuçları.... 

Küçükken tam bir çirkin ördek yavrusu olan Beyonce'nin, şimdiki güzelliğini makyözünden kaptığı hilelere borçlu olduğunu biliyor muydun? İşte seksi yıldızın markete giderken bile vazgeçemediği güzellik hilelerinden bazıları...

Gündüz
Doğal makyajı: Dedik ya, Beyonce sokağa asla makyajsız çıkmıyor. Hiçbir şey yapmıyor olsa bile, en azından gözaltı torbalarını ve morluklarını gizlemek için doğal cilt tonundan 1-2 ton açık fondöten kullanıyor. Kirpiklerini rimelledikten sonra ise yanaklarına doğal bir görünüm elde etmek için allık yerine jel renklendiricilerden yararlanıyor. Bu jelleri Oriflame, Nivea'da bulabilirsiniz.

Saçı: Böyle zamanlarda Beyonce asla saçıyla uğraşmıyor. Sadece arkadan tokayla tutturuyor.

Seksi makyajı: Beyonce, akşamüstü bir yere gidecekse, hemen yeni makyajını uyguluyor. Bunun için fondötenin üzerine hafif pırıltılı bir pudra sürüp, gözlerine siyah eye-liner çekiyor. Dudaklarında ise seksi bir görünüm veren pırıltılı likit ruj kullanıyor.

Saçı: Seksiliğine seksilik katmak için, saçlarını maşayla şekillendiriyor.

Gece
Doğal makyajı: Beyonce, gece fazla kalabalık olmayan sakin bir davete gidecekse, doğal bir makyajı tercih ediyor. Bunun için her zamanki gibi fondöten ve pudrayla makyajının bazını hazırladıktan sonra, göz kapaklarına kahve tonlarında farla gölge yapıyor. Gözlerine derin bir ifade vermek içinse, siyah kalem ve maskaradan yararlanıyor. Yanaklarını şeftali tonlarında bir allıkla belirginleştirdikten sonra, allığıyla aynı renkteki şeffaf rujuyla makyajını tamamlıyor.

Saçı: Beyonce, akşamüstü davetlerinde genellikle kıyafetiyle uyumlu saç modellerini tercih ediyor.

Seksi makyajı: Söz konusu olan bir gala ya da ödül töreniyse Beyonce tam bir gününü hazırlığa ayırıyor. Makyajının zeminini her zamanki gibi oluşturduktan sonra, gözlerine egzotik bir ifade vermek için takma kirpik kullanıyor ve eyeliner çekiyor. Dudaklarında ise doğal bir görünümü tercih ederek pembe tonlarını kullanıyor.

Saçı: Böyle ağır davetlerde fotoğraftaki gibi daha derli toplu modelleri kullanıyor.

-habervitrini

27 Ocak 2011 Perşembe

Tülin Şahin'den 10 Zayıflama Tüyosu

Tülin Şahin, zayıflamak isteyen hanımlara önemli tavsiyelerde bulundu. 

Kendisinin, 10 yıl önce mankenlik yapmak üzere doğup büyüdüğü Danimarka'dan Türkiye'ye gelirken 48 kilo olduğunu, ancak Türk yemeklerinin ve yaşam tarzının etkisiyle 30 kilo aldığını vurgulayan Şahin, "78 kiloya çıkmıştım. Pozitif düşünerek, sağlıklı beslenerek, inat ederek 30 kilo verdim. İsteyen herkes bunu başarabilir" dedi.

 Bugün gazetesinin haberine göre; yaşadıklarını kitaplarında da anlattığı belirten ünlü manken şu tavsiyelerde bulundu:
"Herkese, dört beyaz, yani beyaz ekmek, şeker, tuz ve tereyağından uzak durmasını tavsiye ediyorum. Onlar en büyük düşmanımız. Çay ve kahveye şeker koymayın. İçeceğinizle birlikte bisküvi ve kurabiye yemek isteyebilirsiniz. Ama bunlardan birini tercih etmelisiniz. Eğer çayınıza şeker koymak istiyorsanız, bisküvi ve kurabiyeden vazgeçeceksiniz. Çaya ikiden fazla şeker atanlara çok şaşırıyorum." 

İşte Şahin'den, zayıflamak isteyenlere 10 altın kural:

1-    Her fırsatta merdiven çıkın. Merdiven çıkmak kalçaları ve basenleri sıklaştırmanın en iyi yoludur.
2-    İstediğinizi yiyin ama porsiyonlarınız küçük olsun.
3-    Zayıflayana kadar zayıf olduğunuzu hayal edin.
4-    Spor haricinde de, her fırsatta sık sık yürüyün.
5-    Yemek yedikten sonra, doyma sinyali beyinden 20 saniyede gelir, bekleyin.
6-    Ne olursa olsun ben bunu başaracağım diye düşünün. İnanmak başarmanın yarısıdır.
7-    Sürekli olarak, "Kilo veremiyorum" düşüncesiyle kendinizi yiyip bitirmeyin, sabırlı olun.
8-    Bir şey yemek istediğinizde, " Gerçekten aç mıyım?" diye düşünün.
9-    Yemeğinizi yavaş yiyin, her lokmayı 20-22 kere çiğneyin.
10-  Elinizi oyalayın. Abur cubur yemek istediğinizde dergi, kitap okuyun, bulmaca çözün, örgü örün.

(ntvmsnbc)

Azra Akın Nasıl Zayıf Kalıyor ?

Dünya güzeli Azra Akın, İngiltere’de obezite kampanyasının yeni yüzü oldu.

 

15 Ocak 2011 Cumartesi

Cameron Diaz Nasıl Zayıf Kalıyor ?

Hollywood'un ünlü yıldızı, ince bir vücuda sahip olmayı neye borçlu?



31 Aralık 2010 Cuma

Türk Erkeğinin İstekleri

Bir internet sitesinin üyeleri arasından 268 bin bekar erkeğin katıldığı anketin sonucuna göre Türk erkeğinin bir kadında neler istediğinin sonuçları bir hayli ilginç. İşte Türk erkeğinin istekleri:

* Bir tercih yapmaları istendiğinde ise, birinci sırada kadının bakımlı olması, ikinci sırada  eğitimli ve zeki  olması geliyor. Güzellik ise üçüncü sırada.

* Hiç evlenmemiş erkekler güzellikten çok kendine güveni olan ve bakımlı kadınlardan etkileniyor.

Annesine benzerse çok mutlu oluyor
* Ankete katılan erkekler, ailelerin anlaşabilmesi konusunda “Olmasa da olur” diyorlar.
* “İlişkinin ilerleyen dönemlerinde, eş adayınızın annenize ne kadar çok benzediğini fark ederseniz ne düşünürsünüz?” sorusuna ise yüzde 98 bu durumun kendilerini çok mutlu edeceği şeklinde yanıt veriyor!
* Erkeklerin “Anneniz eş adayınızı hiç sevmese de evlenir misiniz?” sorusuna verdikleri yanıt ise yüzde 98 ile “Evet”.

Para mevzuları
* 29-36 yaş arası erkeklerin yüzde 76’sı eşinin kendisinden daha çok kazanmasının sorun yaratmayacağını belirtiyor. 37-55 yaş arası yüzde 68’lik bir kesim ise kendisi ile eşit kazanca sahip biriyle evlenmenin daha uyumlu bir ilişki sağlayacağı yönünde görüş belirtiyor.

İlk buluşma!
*Ankete katılan erkeklerinin yüzde 56’sı ilk buluşmanın karşılarındaki kadının hayatlarının kadını olup olamayacağı yönünde bir fikir vereceği görüşündeler.
* Erkekler için ilk buluşmanın ikinci buluşmaya dönüşmesinde etkili olan  konular önem sırasına göre şöyle: Eş adayının kendisine çekici gelmesi, iyi bir dinleyici olması, hoş sohbet olması ancak gereksiz yere çok konuşmaması.

Doğal ama çekici
* Erkekler bir kadında istedikleri   özellikler: Doğal ama çekici; sıcakkanlı ve sevecen; ilgili ama kıskanç olmayan; bağımsız ama dominant olmayan.

-habertürk

11 Aralık 2010 Cumartesi

Kamboçya Çayının Faydaları

Dünyaca ünlü sanatçılar tarafından da tüketiliyor...

Madonna'dan Orlando Bloom'a kadar dünyaca ünlü sanatçılar tarafından gençlik ve güzellik iksiri olarak tüketilen Kamboçya çayı Samsunlu girişimciyi harekete geçirdi.

İlkadım ilçesinde kurduğu tesiste Almanya'dan getirdiği Kamboçya mantarından Kamboçya çayı üreten iş adamı Mehmet Şanlı, ürünlerini, ''Combou Tea'' adıyla ihraç ediyor.

Şanlı,  yaptığı açıklamada, kimya mühendisliği bölümünde okuyan oğlu sayesinde Kamboçya çayı ile tanıştığını ve pek çok ünlünün bu çayı gençlik ve güzellik iksiri olarak tükettiğini öğrendikten sonra üretim yapmaya karar verdiğini anlattı.

Tuz fabrikasını, Kamboçya çayı üretmek için yenilediğini belirten Şanlı, Almanya'dan getirdiği Kamboçya mantarı ile üretim yaptığını söyledi.

İç piyasanın yanı sıra ürünlerini Avrupa'ya ve Amerika'ya pazarladıklarını belirten Şanlı, ''Almanya'dan getirdiğimiz mantar kültürlerini kendi tesilerimizde fermantasyondan geçirerek mayalıyoruz. Şu anda şeftali, yeşil çaylı ve kuşburnulu olmak üzere üretim yapıyoruz. Ama talebe göre 7 ayrı tatta üretim yapabiliyoruz. Özellikle Almanya, Bulgaristan, İran, Suriye, Amerika ve Romanya'dan büyük talepler alıyoruz. Tamamen doğal ürün olarak üretim yapıyoruz'' dedi.

''SAYILMAYACAK KADAR FAYDASI VAR''
Şanlı, Kamboçya çayı üretimini geliştirmek için TÜBİTAK ile görüşme halinde olduklarını belirterek, şunları söyledi:

''Madonna, Halle Berry, Naomi Cambell, Kate Moss, Oliver Stone, Ashley Simpson, Claudia Schıffer ve Orlando Bloom gibi dünya yıldızları güzellik ve gençlik iksiri olarak Kamboçya çayı tüketiyor. Kamboçya çayı yaşayan mikroorganizmaların canlı kültürüdür. Tamamen doğal üretilmiş, pastörize edilmiş ve ısıl işlem görmemiştir. Yüzde 100 ham ve organiktir. Kamboçya çayının içinde enzimler, yardımcı bakteriler, bakteri asitleri, vitaminler doğal olarak bulunur. Kamboçya çayı vücudu zehirlerden temizleyerek vücudun dirilmesini sağlar. Vücut yenilenir, hastalıklarla mücadeleye başlar ve kendi kendini iyileştirir.

Kan dolaşımını ve kalp atışlarını düzenler, kanseri önlemeye yardımcı olur, baş ağrılarını düzenler, metabolizmayı uyarır, hücre duvarlarının yeniden oluşmasını sağlar. Hemoroidi tedavi eder. Böbrek faaliyetlerini geliştirir. İnsan sağlığı için sayılamayacak kadar faydası vardır. Bu nedenle de gençlik ve güzellik iksiri olarak adlandırılıyor.''

Kamboçya çayının ilaç olmadığını, sadece bitkisel bir besin olduğunu vurgulayan Şanlı, sağlıklı yaşam adına bu çayı insanlara sunduklarını kaydetti.

(habertürk)

4 Aralık 2010 Cumartesi

Hollywood'un Selülitine Çare Oldu

Bu yeni yöntem selülit derdine çare oluyor

Amerika'de pek çok Hollywood starının kullandığı bu yöntem kişiye özel tedaviyle selülit sorununu çözüme kavuşturuyor.

Mayo-bikini alışverişleri yapıldı ve kadınların korkulu rüyası da geri döndü... 

Kadınların neredeyse yüzde 80’inde görülen selülitten kurtulmak için neler denenmedi ki! Sayısız metod geliştirildi, denendi ama tam olarak şifa sağlayan bir buluş henüz yapılmadı, derken...

Şimdilerde yepyeni bir mucizeden söz ediliyor: 


DermaCellulite! 
Amerika’de pek çok Hollywood starının kullandığı bu yöntem kişiye özel tedaviyle selülit sorununu çözüme kavuşturuyor. Bu yeni yöntemi, yakın zamanda yurtdışında katıldığı bir mesleki fuarda görüp hemen Türkiye’ye getiren Dr. Melike Külahçı’yla konuştuk...

Dr. Melike Külahçı yöntemi şöyle tarif ediyor: “DermaCellulite cilt üzerinde silindir başlı özel bir medikal cihaz yardımıyla mikro kanallar oluşturulması yöntemi. Selülitli bölgelere uygulandığında cildin yeniden yapılanma mekanizmasını harekete geçirerek derinin üst tabakasının kolajen üretimini, kalınlığını ve elastikiyetini artırıyor. En önemlisi ise bu tedavinin cildin geçirgenliğini geliştirerek özel selülit formüllerinin deriye nüfuz edişini 200 kat yoğunlaştırması. Tedavinin sonucunda ise selülitli alanda gözle görünür bir iyileşme sağlanıyor.”

Kişiye özel tedavi uygulanıyor

Kişiye özel olarak hazırlanan selülit tedavi yönteminde ilk muayene sonrasında cilt tipi ve selülit bölgesi yapısına göre uygun bir dermacellulite tedavisi oluşturuluyor. İdeal bir program ortalama 8 seans sürüyor ve her seans uzunluğu çalışılacak alanın boyutuna göre 20 dakika ila bir saat arasında sürüyor. Uygulama sırasında kullanılan her silindir başlıklı medikal cihaz hastaya özel olarak kullanılıyor. Bu önlemle birlikte sterilizasyondan dolaylı oluşabilecek problemler ortadan kaldırılıyor. Dermacellulite uygulanırken kişinin hassasiyetine bağlı olarak kremle hafifçe bölgeyi uyuşturma yapılabiliyor ancak hissedilen sızı dayanılmaz değil.

Kıl inceliğinde iğnelerin deriye batıp çıkması gibi bir his yok. Uygulama sonrasında ortaya çıkan kızarıklık ya da bölgesel şişlikler kişinin cilt yapısına göre 15 dakika ila bir gün içinde iz bırakmayacak şekilde kayboluyor. Fiyatı ise kişiye ve uygulanan bölgeye göre 1000-1500 Dolar arasında değişiyor. Yöntem ileri selülit vakalarında LPG yöntemiyle birlikte de uygulanabiliyor. Böylece çok daha etkili sonuç alınıyor. Daha da ötesi, dermacellulite tedaviniz bittikten sonra dermaroll’un evde kullanım için üretilmiş olanlarından satın alarak bu işlemi belli aralıklarla evde kendiniz de uygulayabiliyorsunuz. Böylece aldığınız sonuç tümüyle kalıcı oluyor.

‘Kadın cildi esnektir’

Selülit oluşumunun kadın cildinin anatomisi ve hormon yapısından kaynaklandığını belirten Dr. Melike Külahçı “Kadın cildi daha esnektir ve deri altında erkeklere oranla daha fazla yağ hücresi bulunur. Kolajen lifleri dokuları desteklemekle görevlidir. Bunlar kadın dokusunda paralelken erkeklerde bir ağ şeklinde örülmüştür. Beslenmeye bağlı olarak yağ hücrelerinde bir genişleme meydana gelebilir.

Böyle bir durumda erkek dokularında bozulma gözlenmez. Ağ dokusu yağın derinin üst tabakalarına geçmesini engeller. Ancak kadın dokusunda genişleyen yağ hücreleri paralel sıralanmış kolajen fiberlerin arasından sızıp cildin yüzeyinde görülebilir hale gelirler. İşte bu da ‘portakal kabuğu’ dediğimiz görüntüyü oluşturur. Bu yüzden fizyolojik bir problem olan selüliti yalnızca mekanik ya da kozmetik tedavilerle çözmek mümkün değildir” diyor.

 
(ensonhaber)

Yıldızların İlginç Zayıflama Metodları

-‘Alacakaranlık' serisinin güzel yıldızı Ashley Greene, haftada altı kez pilates yaparak forma girdiğini söylüyor. Genç aktris güne çoğu zaman pilates yaparak başlıyor. 

-Ünlü şarkıcı Lady Gaga, kahvaltıda hamur işleri ve ekmek yerine tam tahıllı kahvaltı gevreklerini ve meyveyi tercih ediyor.

-Beyazperdenin seksi güzellerinden Cameron Diaz, ne kadar yoğun bir iş programı olursa olsun, güne kahvaltı etmeden başlamadığını söylüyor. Ünlü yıldız, kahvaltı sayesinde metabolizmasının hızlı çalıştığını belirtiyor.


-Amerikalı ünlü şarkıcı Beyonce Knowles, ne zaman alışverişe çıksa kendisine bir beden küçük gelen bir jean pantolon aldığını ve bu pantolona sığabilmek için sıkı bir diyete girdiğini söylüyor.


(milliyet)

6 Ekim 2010 Çarşamba

Ünlüler Nerde Alışveriş Yapıyor ?

Stilleri izlenen, gardıropları merak edilen, 'ah yerinde olsaydım' denilen ünlülerin hepsinin de günlük kıyafetlerine binlerce lira harcadığını sanmayın.
Kimi indirimleri takip ediyor, kimi pazardan alıyor, kimi outlet’lerin müdavimi... 


İşte Seninle dergisinin araştırması...


Tarkan: Beyoğlu'nda geziyor

Tarkan’ın Amerika’da sürekli pahalı markalardan alışveriş yaptığını sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Çünkü o bir Beyoğlu gezgini... Türkiye’ye geldiğinde mutlaka Beyoğlu’na giden ve tişört, pantolon seçen sanatçı, ıstiklal Caddesi’nin arka sokaklarındaki ikinci el mağazalarını da iyi biliyor.

Tuba Ünsal: Outlet’ler alışveriş rotası üzerinde
Pek çok markanın yüzü olan oyuncu ve model için markanın çok da önemi yok. Daha çok ikinci el kıyafetleri seviyor. Yurtdışına çıktığı zaman da bulunduğu yerin ikinci el pazarlarını didik didik etmeden dönmüyor. Beyoğlu’ndaki pasajlar ile Beymen, Diesel ve Miss Sixty’nin outlet mağazaları, hesaplı alışveriş noktaları arasında...

Tülin Şahin: Ayakkabılarını kendi tasarlıyor
Yerli ve yabancı pek çok markanın defilelerine katılan, bir ayağı yurtdışında olan Tülin şahin, iş kendi giyimine gelince Beyoğlu’nu tercih ediyor. Semtin arka sokaklarındaki küçük dükkanlar onun alışveriş cenneti. Ayakkabılarının çoğunu da kendi tasarlayıp, mahalle arasındaki bir ayakkabıcıya yaptırıyor.

Sezen Aksu: İhraç fazlası ürünler tercihi
Günlük kıyafetlerinde rahatlıktan ödün vermeyen Sezen Aksu, Merter’e sık sık uğruyormuş. ıhraç fazlası tekstil ürünlerini çok hesaplı fiyatlara toplamayı seven sanatçıya, bu turlarında arkadaşı Emel Müftüoğlu da eşlik ediyormuş.

Rıfat Özbek: Kumaşları pazardan seçiyor
Türkiye’den önce Londra’da ünlü olan tasarımcı artık kıyafet tasarlamayı bıraktı. Kendi markasının yanı sıra Pollini’ye de tasarımlar yapan Özbek, Türkiye’de bir yastık mağazası açtı. Bodrum’u çok seven ve zamanının büyük kısmını orada geçiren tasarımcı, pazardan alışverişi seviyor. Yalıkavak ve Bodrum pazarındaki kumaşlar ise onun vazgeçilmezleri arasında.

Ceza: Aradığını pazarda buluyor
Ceza, rahat ve özgün giyim için semt pazarlarını adres gösteriyor. “Bol pantolon giymek hoşuma gidiyor. Rahat ediyorum. Pazardan da alışveriş yapıyorum. Çünkü benim marka bağımlılığım yok. Üzerime yakışması yeterli” diyor ünlü rap’çi...

Teoman: Yurtdışı alışverişi
Kıyafet onun en hassas olduğu konulardan biri... Yurtdışından özgün parçalar almayı tercih ediyor. Ancak ikinci el olması şartıyla... Yılda iki kez yurtdışına çıkıyor.

Ümit Boyner: Vakti olsa pazarı tercih edecek
Baştan aşağı marka giyiyor ama bu durumun zamansızlıktan kaynaklandığını söylüyor. Marka bağımlılığı olmadığını belirten Boyner, “Beymen’den giyiniyorum. Nadiren pazara gidiyorum. Çünkü vaktim yok. Üstelik kredi kartı da geçiyor” diyor.

(h2.habertürk.com)

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Kelly Brook'un Diyetsiz Form Sırrı

Hayatı boyunca hiç diyet yapmamış.
Gösteri dünyasının en güzel ünlülerinden biri olan Brook hayatı boyunca hiç diyet yapmadığını söylüyor.
Dansçılıktan oyunculuğa geçen Kelly Brook'a göre formda kalmasının en önemli sırrı: "Hiç bıkmadan usanmadan defalarca seks yapmak."

Brook "Eğer yeteri kadar seks yaparsanız spor yapmanıza ya da katı diyetler uygulamanıza gerek kalmaz. Her zaman formda olursunuz" diye konuştu.


Brook'un formda görünmek için bir sırrı daha var: "İyi enerji yayarak formda ve sağlıklı görünüyorum."

(ht.habertürk)

20 Ağustos 2010 Cuma

J Lo Nasıl Zayıflıyor ?

Geçtiğimiz yıl şubat ayında ikiz çocukları Max ve Emme'yi dünyaya getiren Jennifer Lopez, geçen bu zaman zarfında sadece kilo vermeyi başarmadı aynı zamanda en güzel haline kavuştu.

40 yaşını dolduran seksi yıldız, doğumdan bu yana tam 25 kilo verdi.
Güzellik sırlarını In Touch dergisiyle paylaşan Lopez, doğumundan bu yana zorlu bir süreç geçirdiğini, dikkatli beslenme ve disiplinli bir spor programıyla herkesin ideal kilosuna kavuşabileceğini belirtti.
Şu sıralar yeni filminin çekimleri için günde 18 saatini sette geçiren Lopez, "Disiplinimden taviz vermiyorum" dedi.

GÜZEL YILDIZIN HAFTALIK SPOR PROGRAMI
Haftada ortalama dört gün, bir saat spor yapan Lopez, 10 dakika ısınma hareketleri yaptıktan sonra ağırlık kaldırma, kasları güçlendirme ve mekik hareketleri yapıyor. 

Lopez, iple egzersiz hareketleri yaparak kol, sırt ve bacaklarını güçlendiriyor.

İp hareketlerinde ünlü yıldız ipe tutunarak kendisini yukarıya kaldırıyor. 

Ayrıca eliptik kondisyon bisikleti de kullanıyor.

13 Ağustos 2010 Cuma

Kate Moss'dan Yaşam Tüyoları

Kate Moss'un kişisel vintage'ı ve kendisi hakkında en çok merak ettikleriniz...

Üçüncü parfümü "Vintage"ın lansmanı vesilesiyle, dünyanın en ünlü süper modeli ve stil ikonu Kate Moss "less is more" güzellik sırlarını açıklıyor.Elle'de yer alan röportaja göre; işte Kate Moss'un kişisel vintage'ı ve kendisi hakkında en çok merak ettikleriniz...

Sabah uyandığınızda ilk güzellik adımınız nedir?
Sadece bir duş almak. Yüzümü yıkamak ve dişlerimi fırçalamak. Herkesin yaptığı şeyler yani. Gerçekten farklı bir şey yaptığımı düşünmüyorum.

Geceleri yaptığınız rutin bir şeyler var mı?
Makyajımı çıkarmak. Gerçekten çok yorgunsam makyajımı silmeyebilirim.

Hiç tuhaf ritüelleriniz var mı?
Salatalıkla birlikte buz. soğuk su, buz ve salatalık dilimleri hazırlayıp başınızı ve bütün yüzünüzü içine koyun. Nefes almaya ihtiyacınız olduğunda başınızı çıkarın ve sonra tekrar sokun. Bunu yaklaşık 10 dakika boyunca yapın. Bu yorgunken ve çok ihtiyacınız olduğunda işe yarar bir şey.

Her gün nasıl bir makyaj uyguluyorsunuz?
Sadece maskara, allık, pudra ve gözümün etrafına biraz kahverengi duman efekti verecek kadar far.

Ve gece için daha çekici bir şey?
Siyah eyeliner seviyorum, sıvı olanını. Biraz güçlü bir şey.

Makyaj konusunda sizce bu sezon neler in, neler out?
Bilmiyorum. Görüyorsunuz her gün her şey değişiyor. Ben bir gün siyah oje sezonu, ertesi gün başka bir şey sezonu yapmı yorum. Açıkçası yarın ne yapacağımı bilmiyorum...

Peki makyajınızı geliştiriyor musunuz?
Evet, ufak oynamalar yapıyorum, sadece aynı şey üzerinde takılı kalmıyorum.

Asla kullanmayacağınız güzellik ürünü nedir?
Genelde dudak kalemi kullanmam. Ama bir çekimdeysem açıkçası kullanıyorum. Gerçi daha önce hiç kullanmadım diyebileceğim bir şey yok, her şeyi denedim.

Saçlarınıza nasıl bakıyorsunuz?
Şampuan ve krem kullanıyorum. Aslında saçlarıma bakımsız denebilir.

Kısa saçlı olmayı seviyor musunuz?
Hayır, kısa sevmiyorum, çünkü saç uzamaya başladığında bir kabusa dönüşüyor.

Epeydir sarışınsınız, hep sarı saçlı mı kalacaksınız?
Her zaman sarışın olmayacağım, doğrusu saçlarımı yine koyulaştırabilirim. Kışın, sanki esmer olmak istiyormuşum gibi hissediyorum. O solgun görüntüyü seviyorum, değişim için biraz gotik bir tarz...

Bazen kendinize izin verdiğiniz ufak tefek hoşluklar var mı?
Yüz bakımı. Yüz bakımına gittiğimde veya masöz eve geldiğinde şımarıklık yapabilirim.

Size verilen en iyi güzellik tavsiyesi neydi ve tavsiyeyi veren kimdi?
Ah Tanrım bilmiyorum! Annem hep sabahları şampanya içmenin ruh için iyi olduğunu söylerdi. Evet, bunu seviyorum, bunu bana daha önce kimse söylemedi! Hayır, hmmm, bilmiyorum... Birçok tavsiye aldım, ama dürüst olmak gerekirse hepsi bir kulağımdan girdi, diğerinden çıktı.

Hangi parfümsüz yaşayamazsınız?
Vintage tabii ki!

Yanınıza almadan evi terk ermeyeceğiniz şey nedir?
Nemlendirici. Onsuz yapamam!

Güzellik felsefeniz nedir?
Eğer mutluysanız ve iyi bir insanız, o zaman bence güzel görünürsünüz. Gözünüzde bir parıltı vardır. Hayata dair bir tutkunuz varsa, bu dışarıdan da fark edilir. Hatta makyajdan daha fazla görünür bu.

KATE’İN VINTAGE SIRLARI

Siz bir vintage kraliçesisiniz. Vintage bir parçayla, eski bir parça arasındaki farkı nasıl açıklarsınız?

Bence vintage, bir parçadan çok daha fazlası. Ben harika eski şeylere sahibim, hala sevdiğim birçok eski şey var, ama herkes onlara önceden eski derdi, şimdi vintage diyor. İnsanlar daha yeni yeni vintage olayına dahil oldular, bu yüzden bence sadece bunun ismini değiştirdiler! Yani birçok parça eskiden benim için ikinci el gibiydi, ama birden bire eski jean'lerim "vintage" haline geldiler! Oysa vintage, bir parçadan çok daha fazlası, eşini bulamayacağınız bir şey.

İnsanlar uzun süre kullanmayacakları binlerce şey almak yerine, vintage kullanmanın yararlannı fark ediyorlar...

Aynen öyle, ben de aynı şeyi yapıyorum!

Peki hem eskiyi hem de vintage'ı birlikte kullanıyor musunuz?
Evet, kesinlikle.

Peki, vintage alışverişi için en sevdiğiniz şehir neresi?
Londra. Aslında Paris de çok hoş, hatta büyüleyici; ama çok pahalı. Londra'da daha çeşitli ve daha iyi parçalar alabilirsiniz. Onların daha fazla stokları varmış gibi görünüyor... Neden olduğunu bilmiyorum ama Londra'da inanılmaz parçalar buluyorum. Paris'te de harika şeyler var; genellikle, Yves Saint Laurent veya başka bir yerde asla bulamayacağım 60'lardan kalma, özgün ve önemli couture parçalar...

Londra'da vintage için favori adresi niz var mı?
Size hayatta söylemem! Hepsi biter sonra!

KATE VE PARFÜMÜ

Vintage'dan memnun kaldınız mı?
Evet, kesinlikle, çok sevdim.

Peki bu sizin yarattığınız kokular arasında favoriniz mi?
İlk olanı da sevdim, ama o daha genç işiydi. Bilirsiniz işte, o ilkti.

PARFÜM
Vintage, Kate Moss tarafından yaratılan üçüncü parfüm. Kate, meyveli ve çiçek aromalı bir koku yaratmak için, parfüm uzmanı Olivier Polge'la çok yakın çalıştı. Parfüm, baharatlı bir ferahlık için, pembe biber, beyaz frezya ve mandalina karışımıyla başlıyor. Tam kalbinde, tonka fasulyesinin ılık kökleri, vanilya ve misk otu ile karıştırılmış güneş çiçeği, yasemin ve badem çiçeği var. Şişesi 20’ler ve 30'ların havasını andıran bir tarzda, Lutz Herrmann tarafından tasarlanmış. Daha şimdiden büyük bir başarı olarak kendinden söz ettiriyor.

KATE’İN KİŞİSEL FAVORİLERİ
Çay mı, kahve mi?
Çay.
Kola mı, diet kola mı?
Kola.
Çiçek mi, çikolata mı?
Çiçek.
Kedi mi, köpek mi?
Hmmm... Galiba kedi ama köpekleri de seviyorum. Ama kedileri daha çok..
Pijama mı, gecelik mi? Gecelik.
Gece hayatı mı, evde vakit geçirmek mi?
Evde vakit geçirmek.
Kırmızı şarap mı, beyaz şarap mı?
Kırmızı.
Solaryum mu, güneşlenmek mi?
Solaryum.
Ağda mı, jilet mi?
Ağda.
Aşk mı, şehvet mi?
Açıkçası, ikisinin de karışımı olmalı, biri olmazsa diğeri sefil olabilir! Bu o zaman şöyle olurdu: "Seni gerçekten seviyorum ama biraz bir şeyler istiyorum... Anlarsın ya...
Şehir mi, kasaba mı?
Bu ikisinin bir karışımı olması gerekiyor, içlerinden biri eksik olduğunda yaşayamazdım.
Topuklu ayakkabı mı, düz ayakkabı mı?
Topuklu.
20'ler mi, 30'lar mı?
30'lar.


(h2.habertürk)

Hollywood Yıldızlarının Fobileri

İşte ünlüler ve korkuları...
OK!
Nicole Kidman rengârenk bir kelebekten, Jennifer Aniston uçağa binmekten, Begüm Şen nazardan, Dilek Hanif yılandan korkuyor.


Ali Poyrazoğu zaman mühendisi gibi yaflıyor, Madonna yoga ve spora takıntılı…Cemiyet hayatının seçkin isimlerine fobi ve takıntılarını sorduk. Hollywood yıldızlarının da canlandırdıkları o cesur karakterlerin arkasında ne korkuların yattığını keşfettik.Tabii konuyu bir bilene, Prof. Dr. Arif Verimli’ye sormayı da ihmal etmedik…

“Fobiler Hassas Kiflilerde Daha Çok Görülür”

Korku ve fobi arasında nasıl bir fark vardır?
Korku  gerçek bir tehdit karşısında kişinin yaşadığı duygudur. Korkuyu belirleyen tek şey tehdidin gerçek olmasıdır. Fobide ise kişinin gerçek olmayan, sembolik bir obje ya da durum karşısında, kendine özgü iç dünyasındaki sebeplerle, korku duyarak kaçışı söz konusudur. Fobide kişi korku yaratan tehdidin gerçek olmadığının farkındadır ama yine de kendini korkmaktan alıkoyamaz. 

Takıntı nedir?
Takıntı, doğru olmadığını bildiğimiz halde, bir takım fikirlerin düşünce alanımıza girmesine engel olamayış ve sonucunda kötü hissetme durumudur. Fobi ve takıntının ortak özellikleri çoktur. İkisi de kişide endişe, kaygı yaşatır ve birbirleriyle yakın ilişki içindedirler.  

Fobiler yaşanmış deneyimler sonucu mu oluşur? 
Fobiler basit olan ve basit olmayan fobiler olarak ikiye ayrılır. Kapalı alan fobisi basit olmayan fobi grubuna girer mesela. Fobi kişinin bilerek, isteyerek hayallendirmesi değildir. Fobiler  kişinin bilinçaltı tarafından tetiklenen korkunun kökeniyle ilişkisi bile olmayan figür, objelerle dışa yansıtılan bir durumdur. Gerçekte söz konusu olan hadise başka bir şey olduğu halde kılıktan kılığa girerek tanımaz hale gelmiş, sembolik bir noktaya tırmanmıştır. Yaşanmış olaylar kişiler tarafından sebep olarak gösterilse de, aslında onlar gerçek sebep değildir. Köpekten korkan biri bunun çocukken köpeğin saldırışına bağlasa da, aslında korkunun temeli köpek değil, köpeğin kişiye çağrıştırdığı şeydir. Mesela Freud’un anılarında geçen ‘le petit Hans’ (Küçük Hans) adlı analizde at görmemek için sokağa çıkmayan çocuğun gerçekte baba korkusu yaşadığı, babasıyla atı özdeştirdiği anlatılır.  

Fobilerin özellikle ortaya çıktığı bir yaş aralığı var mıdır? 
Fobiler kaygılı, endişeli, heyecanlı, hassas kişilerde daha çok görülür. Fobiler çocuğun hatırlamadığı günler de dahil olmak üzere şekil değiştirmiş karakterlerdir ve yaşamın her döneminde oluşabilir. 
Fobinin mutlaka üstüne gidilmeli!

Fobiler tedavi edilebilir mi?
Fobilerin tedavisinde ilaç ve psikoterapi birlikte uygulanır. Fobinizle karşılaştığınızda, objeyi gördüğünüzde yolunuzu değiştiriyor, ondan kaçınıyorsanız; ciddi bir endişe, kaygı yaşıyorsunuz demektir. Bu anlık, negatif duygular bir süre sonra kişiyi yorar. Mesele objenin kendi değil, kişide sebep olduğu etki, derin fikirler ve kaçınılanlardır. Bu boyuta ulaşan fobiler için tedavi kişiye kalmıştır. Fobisi bulunan insan aklı başında olmasına, iyiyi kötüyü ayırt edebilmesine rağmen o korkuyu engelleyemez. Fobik kişiler normal kişilere göre 3 kat daha fazla depresyona girme eğiliminde olan kişilerdir. Fobi kişinin iş ve günlük yaşamını etkilemiyorsa tedavi edilmesi gerekli değildir. Fobisini yenmek isteyen kişi korkusunun üstüne gitmelidir.

(h2.habertürk.com)

24 Temmuz 2010 Cumartesi

Çağla Şikel'in Selülit Karışımı

Yeni anne olan Çağla Şikel, selülitsiz bacaklarını kendi hazırladığı bir karışıma borçlu.anne olan Çağla Şikel, selülitsiz bacaklarını kendi hazırladığı, kekik ve biberiyeden oluşan bir karışıma borçlu. Şikel, 10 damla biberiye, beş damla kekik ve beş damla portakal yağı karışımını ipek bir keseyle bacaklarına masaj yaparak sürüyor. Sonra streç film ile bacaklarını sarıyor.  


Yeni
Ayrıca tempolu yürüyüş ve dansla vücudunun formda kalmasını sağlıyor, "Önemli olan terlemek" diyen Çağla Şikel, güzel bacaklarının formunu bu yöntemlerle koruyor.

(habervitrini)

Hülya Avşar Nasıl Zayıfladı ?

Hülya Avşar bu yaz tam dokuz kilo verdi ve iki beden birden inceldi. Avşar'ı tatilde incelten diyeti hazırlayan Banu Kazanç bu işin inceliklerini anlattı.
Hülya Avşar bu yaz tam dokuz kilo verdi ve iki beden birden inceldi. Avşar'ı tatilde incelten diyeti hazırlayan Banu Kazanç bu işin inceliklerini anlattı. Kazanç; sarkmadan, sıkılmadan, yüz güzelliği hiç bozulmadan diyet yapmanın tüyolarını verdi...



Salata kilo yapardı
Hülya Avşar'ın vücut yapısı klasik Türk kadını vücut yapısından biraz farklı. Çok spor yaptığı için sıkı bir vücudu var. Hülya Avşar sadece salata yiyerek, sebze ağırlıklı beslenerek diyet yapsaydı; kilo veremez, hatta kilo alırdı. Kan tahlilleri yaptık, vücudunda protein eksikliği gördüm. Ona göre de vücudunda proteini artırmam gerekti.


Düzenli uyuyor!
Peki Hülya Avşar'ın diyet yaparken hayatında neler değişti? Yemek saatlerini düzene soktuk. Daha düzenli su içmesini sağladık. Ekstra tuzu kestik.
İçkiyi çok sınırladınız mı? Genelde haftada üç defa ikişer kadeh şarap veririm ama Avşar onu bile içmedi. Mutlaka 8 saat uyuduğu için iyi sonuç aldık.


Diyet eğlenceli olmalı
Neler yasaklandı?
Alışveriş yapmak: Diyet programı sürerken kişinin yeni kıyafetler almasını istemem.
Evde tartılmak: Hiç evde tartılmadı.


Metabolizma hızlandı
Ananas: Sabahları genellikle ananas yedi.
Somon: Somon Omega-3'ten zengin olduğu için metabolizma hızlandırıcı özelliği vardır.
Kuru kayısı: Bağırsak çalıştırıyor.
Kivi: Metabolizmayı hızlandırıyor.
Kavun: Tokluk hissi yaratıcı ve metabolizmayı hızlandırıcı etkisi var.
Kabak: Diyet listesine iki haftada bir veriyor ama üç gün üst üste öneriyorum.
Su: Günde mutlaka 2.5 litre içilmesi gerekiyor.
Yumurta: Kahvaltıda haşlanmış olarak yenilebilir, bir sonraki gün akşam yemeğinde menemen olarak...


Yağları karıştırın!
Fındık yağı, soya yağı ve zeytinyağı bu üç yağı karıştırıp yemeklerde kullanmak için önerdim. Tereyağ çok az miktarda yemeklerde kullanılabilir ama miktarın çok çok az olması lazım.
Yani tat vermesi için bir tatlı kaşığı falan gibi. Ancak o da çok sık olmamak şartıyla.


(takvim)
 

Yaşamkafe Copyright © 2010 Fashionzine is Designed by Ipietoon for Bie Blogger Template
In Collaboration With Teen Celebrities