8 Mart 2011 Salı
Gün Boyu Zinde Kalmanın Yolları
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 05:16 |
Etiketler:
Genel,
Kadın Yaşam,
Sağlık,
Yaşam
7 Mart 2011 Pazartesi
Ara ve Ana Öğünlerle Zayıflayın
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 14:21 |
Etiketler:
Kadın Sağlığı,
Sağlıklı Beslenme,
Yemek-İçmek,
Zayıflamak
6 Mart 2011 Pazar
Metabolizmayı Hızlandırmak Çok Kolay
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 12:51 |
Etiketler:
Diyet,
Zayıflamak
Diyetisyen İpek Ağaca, formda kalmak, hatta diyet yapmadan basit yollarla zayıflamanın mümkün olabileceğini vurguladı.
Ağaca "Bir kadının metabolizma hızı 1200 - 1600 kkalori arasında değişiyor. Erkeklerinki ise 1400 - 2400 arasında değişir. Kadınların kas yapısı erkeklerin üçte ikisi kadardır ve ne kadar kaslıysanız metabolizmanız o kadar hızlı çalışıyordur. Aslında metabolizmanızı hızlandırmanın yolu çok basit..
Yapmanız gereken sadece metabolizmanızı hızlandırıcı yiyecekler tüketmek" dedi.
İşte Diyetisyen İpek Ağaca'nın diyetsiz zayıflama ve metabolizma hızlandıracak önerileri:
Susuz kalmak metabolizmanızı yavaşlatır bu yüzden günde en az 8 bardak su içmeyi alışkanlık edinin.
İçeceklerinizi vücudun ısınmak daha çok kalori yakması için buzlu için.
Acı kırmızı biber ve hardal tohumu vücudun çok kalori yakmasını sağlar. 1 çay kaşığı hardal ve bir çay kaşığı acı sos tüketen kişilerin metabolizması yüzde 25 daha hızlı çalışıyor.
30'lu yaşlardaysanız günde 3 dakika fazladan yoğun bir tempoda çalışabilirsiniz.
Kollarınızı aşağı yukarı kaldırarak zıplamak, bacaklarınızı sağa sola açıp kapayarak zıplayın.
Çay, yeşil çay veya kahve için.
B vitaminleri metabolizmanızı hızlandırır. Nohut, hindi, dana eti, somon balığı, pirinç, tavuk, ton balığı, tahıllı gıdalar, mercimek, bamya, ıspanak metabolizma çalıştıran gıdalar.
Günde 5 kere 300 - 500 kalorilik beslenin.
Sabahları kalkar kalkmaz kahvaltı edin.
-habervitrini
5 Adımda Kolay Kilo Verme Rehberi
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 12:41 |
Etiketler:
Güzellik,
Zayıflamak
Az Kilo Vererek İncelmeniz Mümkün
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 12:32 |
Etiketler:
Güzellik,
Zayıflamak
İncelmek için fazla kilo vermeye gerek yok. Uzmanlara göre, az kilo vererek de birkaç beden küçülmek mümkün.
'Metabolic Balance' programının yaratıcısı Dr. Wolf Eckhart Funfack'e göre sadece iki kilo vererek bir beden incelmek mümkün! Bunun için yapılması gereken ise basit: Günde üç öğün yiyin ve her öğün arasına mutlaka beş saat koyun!..
İncelmek için fazla kilo vermeye gerek yok. Uzmanlara göre, az kilo vererek de birkaç beden küçülmek mümkün. 'Metabolic Balance/ Metabolik Denge' sisteminin yaratıcısı Alman Dahiliye ve Beslenme Uzmanı Doktor Wolf Eckhart Funfack, kendisi de yıllarca diyet programları uygulamış bir kişi. Bölgesel zayıflama yöntemiyle iki kilo vererek bir beden küçülmenin mümkün olduğunu söyleyen Dr. Funfack, bunun için yapılması gerekenleri anlattı:
DİYET DEĞİL DÜZENLEYİCİ
* Gerçekten iki kilo verip bir beden incelmek mümkün mü?
Aslında evet, 'Metabolic Balance' sistemi ile bunu başarmak mümkün. Çünkü bu sistemde bölgesel olarak zayıflayabiliyorsunuz. Yani bu programda, vücudunuzda problemli gördüğünüz bölgeleri hedef alıyorsunuz. Vücut kalori değil yağ kaybettiği zaman, fazla kilo vermeden de beden ölçülerinizde ciddi farklar görebilirsiniz. Örneğin sadece birkaç kilo verip, basen veya karın bölgenizi incelterek beden olarak küçülebilirsiniz. Ama insanlar bunun farkında değil.
* İki kilo verip, bir beden nasıl zayıflanır?
Burada 'Metabolic Balance' sisteminin önemli kuralları devreye giriyor. Bu kurallardan biri; günde üç öğün yemek, diğeri de öğünler arasında beş saat ara vermek. Çünkü vücudun besinleri rahatlıkla sindirebilmesi için makul bir dinlenme zamanına ihtiyaç var. Her ara öğün, metabolizmanın dengesini bozarak insülin düzeyini yükseltiyor. Bu da acıkma ataklarını tetikliyor. Bu nedenle beş saatlik mola süresine sadık kalmak büyük önem taşıyor. Beş saat aralıklarla beslenince, vücutta insülin seviyesi düşüyor ve yağ yakımı gerçekleşiyor. Yani, yağ yakımı ancak vücuttaki insülin oranı düştüğü zaman mümkün oluyor.
KİŞİYE ÖZEL BESLENME
* 'Metabolic Balance' sisteminin diğer diyetlerden farkı nedir?
Öncelikle, 'Metabolic Balance' bir diyet değil, kilo düzenleyici bir metabolizma programı. Bu program, yeme-içme alışkanlıklarını sağlıklı ve dengeli bir şekilde düzenleyerek, kişiye özel bir beslenme programı oluşturulmasını sağlıyor. Kişiye özel beslenme programı, güncel laboratuvar tahlilleri ve sağlık durumunun gözden geçirilmesinden sonra belirleniyor. Program, metabolizmayı güçlendirmeye ve vücudun dengede tutulmasına yardımcı oluyor.
Her gün elma yemeniz şart!
Programın başlıca kuralları şöyle:
* Gün içinde tek tip protein tüketin:
Programınızda sabah kahvaltısında beyaz peynir çıktıysa, gün içinde başka beyaz peynir yememek gerekiyor.
* Öğüne protein ile başlayın:
Kahvaltıya önce peynirden başlayın ya da pastanın önce kremasını yiyin.
* Günde en az iki litre su için:
Bu, kişiye özel hazırlanan programa göre değişir.
* Meyve yiyin:
Özellikle her gün bir elma yemek sistemin vazgeçilmez kuralından biri. Elmayı istediğiniz öğünde yiyebilirsiniz.
* Günde üç öğün yemek yiyin:
Öğünlerin arasında en az beş saat olmalı. Sık sık yemek yemek vücuttaki insülin düzeyini yükselttiği için önerilmiyor.
* 21.00'den sonra yemek yemeyin:
Vücut akşam dinlendiği için yağ yakıyor. Dolayısıyla akşam yemeğini erken bir saatte yemek önem taşıyor.
* En az sekiz saat uyuyun:
Uykusuz kalmak metabolizmanın dengesini bozuyor. Uykuda insülin düşüyor.
* Öğünleri 60 dakikada bitirin:
Yemekte uzun saatler geçirmeyin.
* Çavdar ekmeği alın:
Şekerin kana karışmasını geciktirdiği için daha tok tutuyor.
Bu programda amaç; insanların hayatları boyunca doğru beslenerek kendi metabolizmalarını dengelemesi. Kilo almak isteyenler de vermek isteyenler de uygulayabiliyor. Doktor Wolf Eckhart Funfack; "Vücudumuzun dengesi hormonlar tarafından sağlanır. Bu hormonlar vücut tarafından üretilebiliyorsa sorun yok" diyor ve devam ediyor: "Kilo sorunu olanlarda üretim yeterli olmaz. Vücuda gerekli besinleri verdiğiniz zaman kendi hormonlarını üretmeye başlar. Vücut hangi yapı taşına ihtiyaç duyarsa onu çeşitli sinyallerle iletir. Program sinyalleri ve kişiye vücudunun gerçekte neye ihtiyacı olduğunu anlamayı öğretir, ihtiyaç duyduklarını almayı sağlamayı amaçlar."
Programın yararları şöyle sıralanabilir:
* Kilo verme: Bir beslenme değişikliği ile diyet yapmadan, zayıflamaya destek ürünler ve ilaçlar kullanmadan sağlığınızı koruyarak kilonuzu düzenleyebilirsiniz.
* Dengeli vücut ağırlığı: Birçok diyet kürlerinde görülen, çabuk kilo verme ve tekrar çabuk kilo almaya yol açan yoyo etkisi bu sistemde görülmez. Kişi bir kere beslenme biçimini değiştirmiş ve kurallara dikkat etmişse, elde ettiği kiloyu korur.
* Canlılık ve güçlülük: Kişinin kendisini daha sağlıklı ve canlı hissetmesi; psikolojisinin, fiziksel gücünün ve konsantrasyonunun yükselmesine yol açar.
* Güzel bir cilt: Bu program çerçevesinde gözlenen; vücudun yağlı kısımlarının zayıflamasıdır. Bu şekilde sağlanan zayıflamada cilt gergin ve güzel kalır.
(günaydın)
İncelmek için fazla kilo vermeye gerek yok. Uzmanlara göre, az kilo vererek de birkaç beden küçülmek mümkün. 'Metabolic Balance/ Metabolik Denge' sisteminin yaratıcısı Alman Dahiliye ve Beslenme Uzmanı Doktor Wolf Eckhart Funfack, kendisi de yıllarca diyet programları uygulamış bir kişi. Bölgesel zayıflama yöntemiyle iki kilo vererek bir beden küçülmenin mümkün olduğunu söyleyen Dr. Funfack, bunun için yapılması gerekenleri anlattı:
DİYET DEĞİL DÜZENLEYİCİ
* Gerçekten iki kilo verip bir beden incelmek mümkün mü?
Aslında evet, 'Metabolic Balance' sistemi ile bunu başarmak mümkün. Çünkü bu sistemde bölgesel olarak zayıflayabiliyorsunuz. Yani bu programda, vücudunuzda problemli gördüğünüz bölgeleri hedef alıyorsunuz. Vücut kalori değil yağ kaybettiği zaman, fazla kilo vermeden de beden ölçülerinizde ciddi farklar görebilirsiniz. Örneğin sadece birkaç kilo verip, basen veya karın bölgenizi incelterek beden olarak küçülebilirsiniz. Ama insanlar bunun farkında değil.
* İki kilo verip, bir beden nasıl zayıflanır?
Burada 'Metabolic Balance' sisteminin önemli kuralları devreye giriyor. Bu kurallardan biri; günde üç öğün yemek, diğeri de öğünler arasında beş saat ara vermek. Çünkü vücudun besinleri rahatlıkla sindirebilmesi için makul bir dinlenme zamanına ihtiyaç var. Her ara öğün, metabolizmanın dengesini bozarak insülin düzeyini yükseltiyor. Bu da acıkma ataklarını tetikliyor. Bu nedenle beş saatlik mola süresine sadık kalmak büyük önem taşıyor. Beş saat aralıklarla beslenince, vücutta insülin seviyesi düşüyor ve yağ yakımı gerçekleşiyor. Yani, yağ yakımı ancak vücuttaki insülin oranı düştüğü zaman mümkün oluyor.
KİŞİYE ÖZEL BESLENME
* 'Metabolic Balance' sisteminin diğer diyetlerden farkı nedir?
Öncelikle, 'Metabolic Balance' bir diyet değil, kilo düzenleyici bir metabolizma programı. Bu program, yeme-içme alışkanlıklarını sağlıklı ve dengeli bir şekilde düzenleyerek, kişiye özel bir beslenme programı oluşturulmasını sağlıyor. Kişiye özel beslenme programı, güncel laboratuvar tahlilleri ve sağlık durumunun gözden geçirilmesinden sonra belirleniyor. Program, metabolizmayı güçlendirmeye ve vücudun dengede tutulmasına yardımcı oluyor.
Her gün elma yemeniz şart!
Programın başlıca kuralları şöyle:
* Gün içinde tek tip protein tüketin:
Programınızda sabah kahvaltısında beyaz peynir çıktıysa, gün içinde başka beyaz peynir yememek gerekiyor.
* Öğüne protein ile başlayın:
Kahvaltıya önce peynirden başlayın ya da pastanın önce kremasını yiyin.
* Günde en az iki litre su için:
Bu, kişiye özel hazırlanan programa göre değişir.
* Meyve yiyin:
Özellikle her gün bir elma yemek sistemin vazgeçilmez kuralından biri. Elmayı istediğiniz öğünde yiyebilirsiniz.
* Günde üç öğün yemek yiyin:
Öğünlerin arasında en az beş saat olmalı. Sık sık yemek yemek vücuttaki insülin düzeyini yükselttiği için önerilmiyor.
* 21.00'den sonra yemek yemeyin:
Vücut akşam dinlendiği için yağ yakıyor. Dolayısıyla akşam yemeğini erken bir saatte yemek önem taşıyor.
* En az sekiz saat uyuyun:
Uykusuz kalmak metabolizmanın dengesini bozuyor. Uykuda insülin düşüyor.
* Öğünleri 60 dakikada bitirin:
Yemekte uzun saatler geçirmeyin.
* Çavdar ekmeği alın:
Şekerin kana karışmasını geciktirdiği için daha tok tutuyor.
Bu programda amaç; insanların hayatları boyunca doğru beslenerek kendi metabolizmalarını dengelemesi. Kilo almak isteyenler de vermek isteyenler de uygulayabiliyor. Doktor Wolf Eckhart Funfack; "Vücudumuzun dengesi hormonlar tarafından sağlanır. Bu hormonlar vücut tarafından üretilebiliyorsa sorun yok" diyor ve devam ediyor: "Kilo sorunu olanlarda üretim yeterli olmaz. Vücuda gerekli besinleri verdiğiniz zaman kendi hormonlarını üretmeye başlar. Vücut hangi yapı taşına ihtiyaç duyarsa onu çeşitli sinyallerle iletir. Program sinyalleri ve kişiye vücudunun gerçekte neye ihtiyacı olduğunu anlamayı öğretir, ihtiyaç duyduklarını almayı sağlamayı amaçlar."
Programın yararları şöyle sıralanabilir:
* Kilo verme: Bir beslenme değişikliği ile diyet yapmadan, zayıflamaya destek ürünler ve ilaçlar kullanmadan sağlığınızı koruyarak kilonuzu düzenleyebilirsiniz.
* Dengeli vücut ağırlığı: Birçok diyet kürlerinde görülen, çabuk kilo verme ve tekrar çabuk kilo almaya yol açan yoyo etkisi bu sistemde görülmez. Kişi bir kere beslenme biçimini değiştirmiş ve kurallara dikkat etmişse, elde ettiği kiloyu korur.
* Canlılık ve güçlülük: Kişinin kendisini daha sağlıklı ve canlı hissetmesi; psikolojisinin, fiziksel gücünün ve konsantrasyonunun yükselmesine yol açar.
* Güzel bir cilt: Bu program çerçevesinde gözlenen; vücudun yağlı kısımlarının zayıflamasıdır. Bu şekilde sağlanan zayıflamada cilt gergin ve güzel kalır.
(günaydın)
Zayıflatan 5 Gıda
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 12:22 |
Etiketler:
Diyet,
Sağlık,
Yemek-İçmek,
Zayıflamak
1 Haftada 3 Kilo Verebilirsiniz
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 12:14 |
Etiketler:
Diyet,
Zayıflamak
Haftada en az 3 kilo vermek istiyorsanız, size vereceğimiz mucize diyeti mutlaka uygulayın.
1 haftada 3 kilo vermek mümkün
7 gün boyunca aşağıdaki diyet programını uygulayarak, 3 kilo zayıflayabilirsiniz. Her öğün için farklı alternatifler bulunuyor....
Burada, size öğün öğün ne yemeniz gerektiğini değil, her öğün için değişik alternatifler sunuyoruz. Bunların içinde beğendiklerinizi ve canınızın çektiğini yiyebilirsiniz. Kahvaltınız 300-350, öğle ve akşam yemekleriniz 350-400, ara öğünleriniz ise 65 kaloriden oluşuyor. Bu diyet programına uyarsanız, yedi günde 3 kilo verebilirsiniz.
Sabah
* 1 dilim kepek ekmeğine sürülmüş yağsız labne peyniri, yanında 1 adet domates ya da greyfurt ve 1 bardak taze sıkılmış meyve suyu
* 2 dilim kepek ekmeği ile hazırlanmış peynirli tost, 1 adet yumurtayla yapılmış omlet, 1 adet küçük domates, 1 adet salatalık
* 1 adet elma, 30 gram müsli, 1 çay kaşığı bal ve 100 gram yağsız sütle hazırlanmış elmalı müsli
* 1 dilim reçelli ya da ballı etimek, 40 gram yağsız salam ya da tavuk göğsü, yarım adet salatalık
* Çalışan kadınlar için: 1 adet muz, 1 adet yeşil elma, 1 adet kividen oluşan meyve tabağı
Öğle
* 1 porsiyon yağsız tavada hazırlanmış sebze ızgara
* 2 dilim vejetaryen pizza
* 1 kase çorba, 1 dilim kepek ekmeği, 20 gram yağsız peynir
* 1 adet fırında patates, yanında haşlanmış sebze
* Çalışan kadınlar için: Özellikle maydanos ve roka gibi yapraklı salata, peynirli, domatesli sandviç, yanında 1 bardak domates suyu
Akşam
* 1 adet kepek ekmeğiyle hazırlanmış domatesli, biberli ve beyaz peynirli tost
* Patates, kabak ve bamyayla hazırlanmış bir tabak yağsız türlü
* 1 tabak spagetti bolonez, 2 adet etli domates dolması
* 250 gram haşlanmış patates 'Üzerine maydanoz, karabiber ve tuz serpebilirsiniz.
1 haftada 3 kilo vermek mümkün
7 gün boyunca aşağıdaki diyet programını uygulayarak, 3 kilo zayıflayabilirsiniz. Her öğün için farklı alternatifler bulunuyor....
Burada, size öğün öğün ne yemeniz gerektiğini değil, her öğün için değişik alternatifler sunuyoruz. Bunların içinde beğendiklerinizi ve canınızın çektiğini yiyebilirsiniz. Kahvaltınız 300-350, öğle ve akşam yemekleriniz 350-400, ara öğünleriniz ise 65 kaloriden oluşuyor. Bu diyet programına uyarsanız, yedi günde 3 kilo verebilirsiniz.
Sabah
* 1 dilim kepek ekmeğine sürülmüş yağsız labne peyniri, yanında 1 adet domates ya da greyfurt ve 1 bardak taze sıkılmış meyve suyu
* 2 dilim kepek ekmeği ile hazırlanmış peynirli tost, 1 adet yumurtayla yapılmış omlet, 1 adet küçük domates, 1 adet salatalık
* 1 adet elma, 30 gram müsli, 1 çay kaşığı bal ve 100 gram yağsız sütle hazırlanmış elmalı müsli
* 1 dilim reçelli ya da ballı etimek, 40 gram yağsız salam ya da tavuk göğsü, yarım adet salatalık
* Çalışan kadınlar için: 1 adet muz, 1 adet yeşil elma, 1 adet kividen oluşan meyve tabağı
Öğle
* 1 porsiyon yağsız tavada hazırlanmış sebze ızgara
* 2 dilim vejetaryen pizza
* 1 kase çorba, 1 dilim kepek ekmeği, 20 gram yağsız peynir
* 1 adet fırında patates, yanında haşlanmış sebze
* Çalışan kadınlar için: Özellikle maydanos ve roka gibi yapraklı salata, peynirli, domatesli sandviç, yanında 1 bardak domates suyu
Akşam
* 1 adet kepek ekmeğiyle hazırlanmış domatesli, biberli ve beyaz peynirli tost
* Patates, kabak ve bamyayla hazırlanmış bir tabak yağsız türlü
* 1 tabak spagetti bolonez, 2 adet etli domates dolması
* 250 gram haşlanmış patates 'Üzerine maydanoz, karabiber ve tuz serpebilirsiniz.
Kolay Zayıflamanın 5 Altın Kuralı
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 12:08 |
Etiketler:
Güzellik,
Kadın Vücudu,
Zayıflamak
Ülkemizdeki obezite salgınının çok büyük oranlara ulaşmasıyla birlikte, kilo vermek ve kilo korumak için bu 5 kolay ve temel kuralı uygulamaya başlamanın zamanı geldi.
Dr. Oz Show'da tüm detayları anlatan Dr. Öz'ün işte 5 altın kuralı;
1. Streç pantolon giymeyin; Giyiminiz kilo almak için bir erken uyarı sistemidir.
Streç kıyafetler giyerek bilmeden kilo almanızı kolaylaştırırsınız.
2. Kötü kıyafetlerinizi dolabınızda tutmayın; Sağlıksız kilodayken giydiğiniz kıyafetleri dolabınızda tuttuğunuzda bu size kilo verememe durumunuzda kafanızda yedek bir plan oluşturur.
3. Dört ayaklı hayvanların etini haftada bir kereden fazla yemeyin; Dört ayaklı hayvanların eti, tavuk gibi iki ayaklı veya balık gibi ayaksız hayvanlara göre daha fazla doymuş yağ içerir.
4. Atıştırmalıklardan vazgeçin; Buzdolabını açmadan önce öğününüzü belirleyin, ihtiyacınız olan kadarını alın ve kapatın.
5. Akşam 19:30'dan sonra yemeyin; Gece geç saatlerde yemek yediğiniz zaman ne ölçüde yediğinizin farkına varamazsınız. Özellikle televizyonun karşısında yemek yeme olasılığınız yüksektir.
5 Saat Uyku Yeterli mi?
ABD'de yapılan yeni bir araştırma, en ideal uyku süresinin 7 saat olduğu savunan bilimadamlarını yalanlar nitelikte.
İtalyan Corriere della Sera gazetesinde çıkan habere göre, California Üniversitesinden bir grup bilimadamının 14 yıl süren araştırmasının sonuçları gösteriyor ki, rüyalar diyarında sadece 5 ila 6,5 saat geçirmek sağlıklı bir yaşam için yeterli.
450 kadın üzerinde yapılan araştırmada, katılımcılara sadece uyku alışkanlıklarıyla ilgili sorular yöneltmekle yetinmeyen bilimadamları, bu kişileri, kalp ritmleri vasıtasıyla uykularında da izledi.
Araştırmanın sonunda şaşırtıcı veriler elde eden bilimadamları, 5 ila 6,5 saat uyuyan kadınların büyük oranda daha uzun ömürlü olduğunu gözlemledi.
Daha önce yapılan bir araştırmada, en ideal uyku süresinin 7 saat olduğu belirtilerek, bundan fazla ya da az uyumanın kalp hastalıklarına yakalanma riskini arttırdığı ve yaşam süresini kısalttığı öne sürülmüştü.
-star
İtalyan Corriere della Sera gazetesinde çıkan habere göre, California Üniversitesinden bir grup bilimadamının 14 yıl süren araştırmasının sonuçları gösteriyor ki, rüyalar diyarında sadece 5 ila 6,5 saat geçirmek sağlıklı bir yaşam için yeterli.
450 kadın üzerinde yapılan araştırmada, katılımcılara sadece uyku alışkanlıklarıyla ilgili sorular yöneltmekle yetinmeyen bilimadamları, bu kişileri, kalp ritmleri vasıtasıyla uykularında da izledi.
Araştırmanın sonunda şaşırtıcı veriler elde eden bilimadamları, 5 ila 6,5 saat uyuyan kadınların büyük oranda daha uzun ömürlü olduğunu gözlemledi.
Daha önce yapılan bir araştırmada, en ideal uyku süresinin 7 saat olduğu belirtilerek, bundan fazla ya da az uyumanın kalp hastalıklarına yakalanma riskini arttırdığı ve yaşam süresini kısalttığı öne sürülmüştü.
-star
Diş Sağlığınız İçin Sakız Çiğneyin
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 05:31 |
Etiketler:
Güzellik,
Kadın Sağlığı,
Sağlık
Şekerli besinlerin dişe verdiği zararı aza indirmenin yolu sakız çiğnemekten geçiyor. Sakız tükrüğü artırıyor, tükrük dişi koruyor.
• Bayramda tüketimi artan şeker, çikolata ve tatlı gibi şekerli gıdaların dişler üzerindeki olumsuz etkilerinin şekersiz ya da ksilitollü (yapay tatlandırıcılı) sakız çiğnenerek azaltılabileceği bildirildi.
Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Ülker, bayramlarda şeker, çikolata, baklava tüketimin arttığına vurgu yaparak, bilimsel araştırmalarda diş çürüğü ile şeker tüketimi arasında çok ciddi bir ilişkinin saptandığını kaydetti.
Diş çürüğü nedeniyle ağrıların oluştuğunu, daha ileri dönemlerde de diş kayıplarının yaşanabildiğini ifade eden Ülker, çürüğün en sık rastlanılan rahatsızlıklardan biri olduğuna dikkat çekerek, gelişen toplumlarda dişle ilgili ciddi problem olduğunu vurguladı.
BOL BOL FIRÇALAYIN
Şekerin dişler üzerindeki olumsuz etkisinden kurtulabilmek için mümkün olduğu kadar çabuk, şekerin dişten uzaklaştırılması gerektiğine dikkati çeken Ülker, şunları önerdi.
• Şekerin diş üzerinde tutunma süresini azaltın.
• Misafirlikte dişlerini fırçalamak kolay olmayabilir. Bu gibi durumlarda en azından ağzımızı çalkalamak gerekir.
• Tükürüğün akışını ve kalitesini artırmak için sakız çiğnenebilir. Burada biz şekersiz sakızlarla ya da yapay tatlandırıcılı sakızlarla tükürük akışını artırabilir ve dişlerimizi şekerin olumsuz etkilerinden koruyabiliriz.
• Şeker yedikten sonra daha sert şeyler tüketerek de şeker kalıntılarını dişten uzaklaştırmak mümkün. Örneğin, bir salatalık, havuç veya elma yemek faydalı olabilir.
• Tatlılardan sonra peynir tüketin. Peynirin içerisinde çürüğü engelleyecek maddeler var. Yemekten sonra bir dilim peynir tüketmek dişlerin koruması açısından faydalı olur.
-star
• Bayramda tüketimi artan şeker, çikolata ve tatlı gibi şekerli gıdaların dişler üzerindeki olumsuz etkilerinin şekersiz ya da ksilitollü (yapay tatlandırıcılı) sakız çiğnenerek azaltılabileceği bildirildi.
Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Ülker, bayramlarda şeker, çikolata, baklava tüketimin arttığına vurgu yaparak, bilimsel araştırmalarda diş çürüğü ile şeker tüketimi arasında çok ciddi bir ilişkinin saptandığını kaydetti.
Diş çürüğü nedeniyle ağrıların oluştuğunu, daha ileri dönemlerde de diş kayıplarının yaşanabildiğini ifade eden Ülker, çürüğün en sık rastlanılan rahatsızlıklardan biri olduğuna dikkat çekerek, gelişen toplumlarda dişle ilgili ciddi problem olduğunu vurguladı.
BOL BOL FIRÇALAYIN
Şekerin dişler üzerindeki olumsuz etkisinden kurtulabilmek için mümkün olduğu kadar çabuk, şekerin dişten uzaklaştırılması gerektiğine dikkati çeken Ülker, şunları önerdi.
• Şekerin diş üzerinde tutunma süresini azaltın.
• Misafirlikte dişlerini fırçalamak kolay olmayabilir. Bu gibi durumlarda en azından ağzımızı çalkalamak gerekir.
• Tükürüğün akışını ve kalitesini artırmak için sakız çiğnenebilir. Burada biz şekersiz sakızlarla ya da yapay tatlandırıcılı sakızlarla tükürük akışını artırabilir ve dişlerimizi şekerin olumsuz etkilerinden koruyabiliriz.
• Şeker yedikten sonra daha sert şeyler tüketerek de şeker kalıntılarını dişten uzaklaştırmak mümkün. Örneğin, bir salatalık, havuç veya elma yemek faydalı olabilir.
• Tatlılardan sonra peynir tüketin. Peynirin içerisinde çürüğü engelleyecek maddeler var. Yemekten sonra bir dilim peynir tüketmek dişlerin koruması açısından faydalı olur.
-star
Plazmalipo Yöntemiyle Yağlara Son
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 05:08 |
Etiketler:
Sağlık,
Zayıflamak
Vücutta daha çok göbek, bel ve basen gibi bölgede biriken yağlar, liposuctiona alternatif geliştirilen, 360 derecelik alana 'ışık topları' yayabilen sistem sayesinde, genel anestezi olmadan yok edilebiliyor.
Japon bilim adamlarınca geliştirilen ve Türkiye'ye de uygulanmaya başlanan sistemle ilgili bilgi veren Tanit Estetik Merkezi'nden Op. Dr. Ümit Yaşar Çelemli, 'Plazmalipo' denilen uygulamada, inceltilmek istenen bölgeye verilen lazer ışınlarının, 360 derelik bir açıda yoğun bir yağ dokusunu çok kısa sürede eritebildiğini anlattı.
Bu işlemin hasta genel anestezi altında uyutulmadan, sadece yağ dokusunun eritileceği bölgeye lokal anestezi uygulanarak yapılabildiğini bildiren Çelemli, yeni sistem sayesinde şimdiye kadar yapılamayan, cildin içeriden dışarıya doğru kuvvetli bir şekilde uyarılmasının sağlanabildiğini kaydetti.
Yüzeysel uygulama sonrasında özelliklekol , gıdı ya da çene gibi cerrahi çözümlerin zor olduğu bölgelerde ileri derecede sıkılaşma ve gerilme meydana geldiğini ifade eden Çelemli, 'Bu sayede sadece bölgesel incelmede değil, aynı zamanda ameliyatsız cilt germe uygulamalarında da hızlı, güvenli ve etkili sonuçlara ulaşılabiliyor' diye konuştu.
Opr. Dr. Çelemli, plazma enerjisi 360 derecelik bir etki alanına sahip olduğu için her bir uygulamada çok daha fazla yağ dokusunun eritilebildiğini, böylece kısa süreli seanslarda maksimum verim alınabildiğini söyledi.
Çelemli, 'Klasik liposuction ile 140 dakika süren bir uygulama, bu sistemle sadece 20 dakika sürüyor. Bu, hastaya daha az maliyet ve minimal travma olarak geri dönüyor' diye konuştu.
Sistemin göbek, bel çevresi, sırt, basen, diz içi, ayak bileği, kol ve gıdı gibi bölgelerde olumlu sonuçlar verdiğini bildiren Çelemli, 'Ayrıca özellikle erkeklerde görülen jinekomasti (göğüs büyümesi ) vakalarında da sonuçlar son derece yüz güldürücü' bilgisini aktardı.
Çelemli, zayıflama, bölgesel incelme ve gevşemiş cilt yapısının toparlanması amacıyla kavitasyon, radyofrekans, ThermoC, İntracel gibi diğer yöntemlerle de kombine edilebileceğini belirtti.
Hastaların uygulama sonrası normal yaşamlarına devam edebildiklerini, bazı durumlarda 1-2 gün çok hafif bir bandaj kullanılmasını önerdiklerini ifade eden Çelemli, ileri derece kalp, böbrek ve akciğer hastalığı olanlarla hamilelere bu uygulamanın önerilmediğini bildirdi.
Çelemli, Plazmaliponun, diyet ve egzersize rağmen aşırı yağlanma ve yağ birikimi, yüz, kol ya da vücudunda cilt gevşeme ve sarkma sorunu olan 18 yaş üzerindeki kadın ve erkeklerde uygulanabileceğini kaydetti.
-'GIDI VE DİZ İÇİ UYGULAMALARI ÇOK KOLAY VE SONUÇLARI HIZLI'-
Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cihat Nazmi Baran da, bu sistemin aspirasyonla (yağ dışarıya çekilerek) ya da aspirasyonsuz (yağ dışarı çekilmeden) uygulanabildiğini bildirdi.
Sistemin geniş bölgelerde aspirasyonla kullanımını tercih ettiklerini ifade eden Baran, 'Bu sayede tedaviden daha hızlı sonuç alabiliyoruz. Aspirasyonsuz uygulamalarda ise tedaviden 1 hafta sonra, yağların lenf bezleri yoluyla atılımı hızlandıracak destek tedaviye girmelerini öneriyoruz' diye konuştu.
Aspirasyonsuz uygulamalarda, vücudun eritilen yağları karaciğer üzerinden metabolize ederek doğal yollardan attığını anlatan Baran, şu bilgileri aktardı:
'Bu süreç daha yavaştır ve 10'ncu günden itibaren sonuçlar görülmeye başlar. Genel olarak nihai sonuç 1 ayda alınır. Aspirasyon yapıldığında tek seans uygulanır. Aspirasyonsuz uygulandığında bir veya birkaç seans gerekebilir.
Sistemin gıdı, diz içi, göğüs yağlanmaları, üst kollar gibi dar bölgelerde rahat ve sorunsuz kullanımı, uygulayıcı ve hasta için önemli bir avantajdır. Gıdı ve diz içindeki uygulamalar çok kolaydır ve sonuçları da hızlı alınır. Üst kollarda ise incelme dışında cildin gerginleştirilmesi için de kullanılabilir.'
Karın, bel çevresi, bacak gibi geniş bölgelerde Plazmalipo tedavisinin aspirasyonla birlikte gerçekleştirilmesinin büyük bir avantaj olduğuna işaret eden Baran, 'Bu sayede, eritilen yağ travma yaratmadan vücut dışına alırken, aynı anda ısının etkisiyle cildin gerilmesi de sağlanır' dedi.
Plazmalipo yönteminin bazı plastik cerrahi uygulamalar ile kombine şekilde de kullanılabildiğini anlatan Baran, hastanın ihtiyaç durumuna göre, örneğin karın ve göğüs ameliyatları ile birlikte ya da klasik liposuction sonrası bazı düzeltmeler için de uygulanabileceğini söyledi.
-habervitrini
Japon bilim adamlarınca geliştirilen ve Türkiye'ye de uygulanmaya başlanan sistemle ilgili bilgi veren Tanit Estetik Merkezi'nden Op. Dr. Ümit Yaşar Çelemli, 'Plazmalipo' denilen uygulamada, inceltilmek istenen bölgeye verilen lazer ışınlarının, 360 derelik bir açıda yoğun bir yağ dokusunu çok kısa sürede eritebildiğini anlattı.
Bu işlemin hasta genel anestezi altında uyutulmadan, sadece yağ dokusunun eritileceği bölgeye lokal anestezi uygulanarak yapılabildiğini bildiren Çelemli, yeni sistem sayesinde şimdiye kadar yapılamayan, cildin içeriden dışarıya doğru kuvvetli bir şekilde uyarılmasının sağlanabildiğini kaydetti.
Yüzeysel uygulama sonrasında özellikle
Opr. Dr. Çelemli, plazma enerjisi 360 derecelik bir etki alanına sahip olduğu için her bir uygulamada çok daha fazla yağ dokusunun eritilebildiğini, böylece kısa süreli seanslarda maksimum verim alınabildiğini söyledi.
Çelemli, 'Klasik liposuction ile 140 dakika süren bir uygulama, bu sistemle sadece 20 dakika sürüyor. Bu, hastaya daha az maliyet ve minimal travma olarak geri dönüyor' diye konuştu.
Sistemin göbek, bel çevresi, sırt, basen, diz içi, ayak bileği, kol ve gıdı gibi bölgelerde olumlu sonuçlar verdiğini bildiren Çelemli, 'Ayrıca özellikle erkeklerde görülen jinekomasti (göğüs büyümesi ) vakalarında da sonuçlar son derece yüz güldürücü' bilgisini aktardı.
Çelemli, zayıflama, bölgesel incelme ve gevşemiş cilt yapısının toparlanması amacıyla kavitasyon, radyofrekans, ThermoC, İntracel gibi diğer yöntemlerle de kombine edilebileceğini belirtti.
Hastaların uygulama sonrası normal yaşamlarına devam edebildiklerini, bazı durumlarda 1-2 gün çok hafif bir bandaj kullanılmasını önerdiklerini ifade eden Çelemli, ileri derece kalp, böbrek ve akciğer hastalığı olanlarla hamilelere bu uygulamanın önerilmediğini bildirdi.
Çelemli, Plazmaliponun, diyet ve egzersize rağmen aşırı yağlanma ve yağ birikimi, yüz, kol ya da vücudunda cilt gevşeme ve sarkma sorunu olan 18 yaş üzerindeki kadın ve erkeklerde uygulanabileceğini kaydetti.
-'GIDI VE DİZ İÇİ UYGULAMALARI ÇOK KOLAY VE SONUÇLARI HIZLI'-
Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cihat Nazmi Baran da, bu sistemin aspirasyonla (yağ dışarıya çekilerek) ya da aspirasyonsuz (yağ dışarı çekilmeden) uygulanabildiğini bildirdi.
Sistemin geniş bölgelerde aspirasyonla kullanımını tercih ettiklerini ifade eden Baran, 'Bu sayede tedaviden daha hızlı sonuç alabiliyoruz. Aspirasyonsuz uygulamalarda ise tedaviden 1 hafta sonra, yağların lenf bezleri yoluyla atılımı hızlandıracak destek tedaviye girmelerini öneriyoruz' diye konuştu.
Aspirasyonsuz uygulamalarda, vücudun eritilen yağları karaciğer üzerinden metabolize ederek doğal yollardan attığını anlatan Baran, şu bilgileri aktardı:
'Bu süreç daha yavaştır ve 10'ncu günden itibaren sonuçlar görülmeye başlar. Genel olarak nihai sonuç 1 ayda alınır. Aspirasyon yapıldığında tek seans uygulanır. Aspirasyonsuz uygulandığında bir veya birkaç seans gerekebilir.
Sistemin gıdı, diz içi, göğüs yağlanmaları, üst kollar gibi dar bölgelerde rahat ve sorunsuz kullanımı, uygulayıcı ve hasta için önemli bir avantajdır. Gıdı ve diz içindeki uygulamalar çok kolaydır ve sonuçları da hızlı alınır. Üst kollarda ise incelme dışında cildin gerginleştirilmesi için de kullanılabilir.'
Karın, bel çevresi, bacak gibi geniş bölgelerde Plazmalipo tedavisinin aspirasyonla birlikte gerçekleştirilmesinin büyük bir avantaj olduğuna işaret eden Baran, 'Bu sayede, eritilen yağ travma yaratmadan vücut dışına alırken, aynı anda ısının etkisiyle cildin gerilmesi de sağlanır' dedi.
Plazmalipo yönteminin bazı plastik cerrahi uygulamalar ile kombine şekilde de kullanılabildiğini anlatan Baran, hastanın ihtiyaç durumuna göre, örneğin karın ve göğüs ameliyatları ile birlikte ya da klasik liposuction sonrası bazı düzeltmeler için de uygulanabileceğini söyledi.
-habervitrini
Saçınızın Güzelliği İçin Önemli Uyarılar
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 05:04 |
Etiketler:
Güzellik,
Kadın Sağlığı,
Saç Bakımı,
Yaşam
Güzelliğin tamamlayıcısı saçlar, yanlış bakım uygulamaları ve doğru seçilmeyen kozmetik ürünler nedeniyle çoğu zaman canlılığını ve parlaklığını kaybedebiliyor.
AŞIRI YIKAMAK KURUTUR
• Saçları aşırı yıkamak kurumasına, elektriklenmesine ve parlaklığını kaybetmesine neden olur. Kuru saç; yapısal olabileceği gibi, saçların gereğinden fazla yıkanması, kuru çevrede bulunulması, saçların sık kurutulması ve bazı sistemik hastalıkların sonucunda da gelişir.
• Saç yıkama sıklığı kişiye göre değişkenlik gösterir. Saç günde en fazla bir, en az haftada bir defa yıkanmalıdır. Saçlar yıkanırken kişinin saç tipine uygun şampuanı tercih etmesi önemlidir.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Gökhan Okan; sağlıklı saçlar için alınması gereken önlemlerle ve saç dökülmesinin çözüm yollarıyla ilgili şu bilgileri veriyor:
• Saçın yapısını oluşturan ana elementler keratin, su, pigment, yağlar ve eser elementlerdir. Sağlıklı saçlar; parlak, görünümü düzgün ve kolay taranabilir özellikleri taşır. Saçın bu özellikleri, sistemik hastalıklar ve çevresel etmenlerin etkisiyle bozularak; saçlarda kırılma, mat, sağlıksız görüntü ve dökülme şikâyetleri ortaya çıkmaktadır. Dermatoloji hekimlerine bu sebeple çok sayıda hasta başvurmaktadır.
• Saçlı deride ortalama 100 bin saç folikülü bulunur. Bu sayı bazı kişilerde 150 bini bulabilir. Yağ bezlerinde üretilen yağ salgısı, derimizden kıl köklerine ulaşmaktadır. Saç derimizde bulunan yağ hücreleri saçımızın yağından sorumludur. Yağ salgısı ergenlik döneminde artış gösterir. Saçlar yağ salgısına göre yağlı ya da kuru olabilir. Saçın yağlanması çoğu kişi için bir sorun oluşturur. Saçlı deride salgılanan yağlar fırçalama ve tarama gibi işlemlerle kolayca saçlara yayılır.
• Saçlı deride ortalama 100 bin saç folikülü bulunur. Bu sayı bazı kişilerde 150 bini bulabilir. Yağ bezlerinde üretilen yağ salgısı, derimizden kıl köklerine ulaşmaktadır. Saç derimizde bulunan yağ hücreleri saçımızın yağından sorumludur. Yağ salgısı ergenlik döneminde artış gösterir. Saçlar yağ salgısına göre yağlı ya da kuru olabilir. Saçın yağlanması çoğu kişi için bir sorun oluşturur. Saçlı deride salgılanan yağlar fırçalama ve tarama gibi işlemlerle kolayca saçlara yayılır.
AŞIRI YIKAMAK KURUTUR
• Saçları aşırı yıkamak kurumasına, elektriklenmesine ve parlaklığını kaybetmesine neden olur. Kuru saç; yapısal olabileceği gibi, saçların gereğinden fazla yıkanması, kuru çevrede bulunulması, saçların sık kurutulması ve bazı sistemik hastalıkların sonucunda da gelişir.
• Saç yıkama sıklığı kişiye göre değişkenlik gösterir. Saç günde en fazla bir, en az haftada bir defa yıkanmalıdır. Saçlar yıkanırken kişinin saç tipine uygun şampuanı tercih etmesi önemlidir.
DÜZLEŞTİRME SAÇI ZAYIFLATIR
• Saçları güzelleştirmek amacıyla uygulanan kozmetik ürünler; saçların görünümünü değiştirmenin yanında saçlara zarar verebilmekte, saçlarda kırılma ve dökülmelere neden olabilmektedir. Saça uygulanan ürünler; sabitleştirici, renklendirici, renk açıcı ve düzleştirici olarak sınıflandırılabilir. Saç şekillendiriciler, saç temizliğinin ardından saça son şeklini vermek için kullanılırlar. Amaçları kuruma esnasında saçın herhangi bir kısmını belli bir yerde tutmak ve saça hacim kazandırmaktır. Saç jöleleri, saç spreyleri ve saç köpükleri bu işlevi görmektedir.
• Saç düzleştirme daha çok kıvırcık saçlarda başvurulan bir yöntemdir. Saçta bulunan disülfit bağlarının kırılıp saçın denatüre olmasına neden olur. Bu şekilde saçlar düz bir görünüm kazanıp yeni bağlar oluşur. İnce ve hasarlı saçlarda bu uygulamada dikkatli olunmazsa saçlar çabuk kırılgan olur, saçı zayıflatır. Bu saç yapısına sahip kişiler saç düzleştirme işlemine mümkün olduğu kadar az başvurmalıdırlar.
• Saçları güzelleştirmek amacıyla uygulanan kozmetik ürünler; saçların görünümünü değiştirmenin yanında saçlara zarar verebilmekte, saçlarda kırılma ve dökülmelere neden olabilmektedir. Saça uygulanan ürünler; sabitleştirici, renklendirici, renk açıcı ve düzleştirici olarak sınıflandırılabilir. Saç şekillendiriciler, saç temizliğinin ardından saça son şeklini vermek için kullanılırlar. Amaçları kuruma esnasında saçın herhangi bir kısmını belli bir yerde tutmak ve saça hacim kazandırmaktır. Saç jöleleri, saç spreyleri ve saç köpükleri bu işlevi görmektedir.
• Saç düzleştirme daha çok kıvırcık saçlarda başvurulan bir yöntemdir. Saçta bulunan disülfit bağlarının kırılıp saçın denatüre olmasına neden olur. Bu şekilde saçlar düz bir görünüm kazanıp yeni bağlar oluşur. İnce ve hasarlı saçlarda bu uygulamada dikkatli olunmazsa saçlar çabuk kırılgan olur, saçı zayıflatır. Bu saç yapısına sahip kişiler saç düzleştirme işlemine mümkün olduğu kadar az başvurmalıdırlar.
BİTKİSEL BOYA TERCİH EDİN
• Saç boyaları doğal ve sentetik olmak üzere iki çeşittir. Kına en iyi bilinen doğal boya çeşididir. Sentetik boyalar; geçici ve kalıcı özellik taşıyanlar olmak üzere iki çeşittir. Piyasada satılan boyaların çoğunluğu kalıcı özelliktedir. Saç boyalarının içeriğinde bulunan bazı maddeler alerjik bünyeye sahip kişilerde kontakt dermatit (alerjik egzama) bulgularına neden olabilir. Alerjik egzama saçlı deride kaşıntı, sulantı ve yaralarla kendini belli eder. Alerjik bünyeli kişilerde, bitkisel saç boyaları tercih edilmelidir. Sık saç boyanması, saç yapısının incelmesine, kıl şaftının delikli bir hal almasına neden olur. Saçlar çok sık boyatılmamalı, sık saç rengi değiştirilmemeli ve kaliteli boya kullanılmalıdır.
• Saç boyaları doğal ve sentetik olmak üzere iki çeşittir. Kına en iyi bilinen doğal boya çeşididir. Sentetik boyalar; geçici ve kalıcı özellik taşıyanlar olmak üzere iki çeşittir. Piyasada satılan boyaların çoğunluğu kalıcı özelliktedir. Saç boyalarının içeriğinde bulunan bazı maddeler alerjik bünyeye sahip kişilerde kontakt dermatit (alerjik egzama) bulgularına neden olabilir. Alerjik egzama saçlı deride kaşıntı, sulantı ve yaralarla kendini belli eder. Alerjik bünyeli kişilerde, bitkisel saç boyaları tercih edilmelidir. Sık saç boyanması, saç yapısının incelmesine, kıl şaftının delikli bir hal almasına neden olur. Saçlar çok sık boyatılmamalı, sık saç rengi değiştirilmemeli ve kaliteli boya kullanılmalıdır.
KAŞINTI VARSA EGZAMA OLABİLİR!
• Saçta sık görülen hastalıklar kepeklenme, egzama ve saç dökülmesidir. Kepeklenme en sık görülen saç sorunudur. Saçta küçük beyaz renkli döküntülerle kendini belli ederler. En sık ve şiddetlisi 20 yaş civarında görülür. Derinin çeşitli uyarılara karşı verdiği bir cevaptır. Medikal şampuanlarla kontrol altına alınır. Başlangıçta sadece medikal şampuanlarla yıkanılmalı, sonrası medikal şampuan sıklığı azaltılmalıdır. Saç spreylerinin aşırı kullanılması, saç boyalarının uygunsuz kullanımı, soğuk hava, kuru ısıtıcılar, stres ve gerginlik kepeklenmenin artmasına neden olur.
• Sinirsel egzama ya da bilimsel adıyla nörodermit, sık görülen bir cilt sorunudur. Boyun, ense, saçlı deri, omuzlar ve topuk bölgelerinde sürekli kaşıntı ve bunun sonucunda deride kızarıklık görünür. Hastalığın oluşmasında stres en önemli etmendir. Tedavisinde steroidli kremler, antihistaminik ilaçlar ve nemlendiriciler kullanılır. Ciddi vakalarda hastalar psikiyatri uzmanları ile birlikte takip edilir.
• Saçta sık görülen hastalıklar kepeklenme, egzama ve saç dökülmesidir. Kepeklenme en sık görülen saç sorunudur. Saçta küçük beyaz renkli döküntülerle kendini belli ederler. En sık ve şiddetlisi 20 yaş civarında görülür. Derinin çeşitli uyarılara karşı verdiği bir cevaptır. Medikal şampuanlarla kontrol altına alınır. Başlangıçta sadece medikal şampuanlarla yıkanılmalı, sonrası medikal şampuan sıklığı azaltılmalıdır. Saç spreylerinin aşırı kullanılması, saç boyalarının uygunsuz kullanımı, soğuk hava, kuru ısıtıcılar, stres ve gerginlik kepeklenmenin artmasına neden olur.
• Sinirsel egzama ya da bilimsel adıyla nörodermit, sık görülen bir cilt sorunudur. Boyun, ense, saçlı deri, omuzlar ve topuk bölgelerinde sürekli kaşıntı ve bunun sonucunda deride kızarıklık görünür. Hastalığın oluşmasında stres en önemli etmendir. Tedavisinde steroidli kremler, antihistaminik ilaçlar ve nemlendiriciler kullanılır. Ciddi vakalarda hastalar psikiyatri uzmanları ile birlikte takip edilir.
DÖKÜLEN SAÇLARA MEZOTERAPİ
• Saç dökülmesi sık karşılaşılan bir diğer saç hastalığıdır. Tedavide amaç dökülmeyi durdurmaktır, öncelikle saç dökülmesi durumunun nedeni araştırılır. Gerekli laboratuar testleri yapılır ve hastanın tedavisi düzenlenir. Tedavinin uzun süreli olacağı konusunda hastalar bilgilendirilmelidir. Neden bulunamadığı zaman saçı güçlendirici ürünlere ve tedavilere başvurulur.
• Dökülmeyi iyileştirmek ve kontrol altına almak için uygulanan en etkili yöntem olan saç mezoterapisi; saçın ihtiyacı olan vitamin, mineral ve kan dolaşımını arttırıcı ilaçların direkt saç diplerine enjekte edilmesi prensibine dayanır. Kullanılan ilaçlar güvenilirdir. Anestezi gerektirmeden uygulama yapılır. Belirli aralıklarla yapılan bir uygulamadır. Emin ellerde yapılması gerekir. Tedavi tamamlandığında dökülmede azalma, saçlarda dolgunluk elde edilmiş olur.
• Saç dökülmesi sık karşılaşılan bir diğer saç hastalığıdır. Tedavide amaç dökülmeyi durdurmaktır, öncelikle saç dökülmesi durumunun nedeni araştırılır. Gerekli laboratuar testleri yapılır ve hastanın tedavisi düzenlenir. Tedavinin uzun süreli olacağı konusunda hastalar bilgilendirilmelidir. Neden bulunamadığı zaman saçı güçlendirici ürünlere ve tedavilere başvurulur.
• Dökülmeyi iyileştirmek ve kontrol altına almak için uygulanan en etkili yöntem olan saç mezoterapisi; saçın ihtiyacı olan vitamin, mineral ve kan dolaşımını arttırıcı ilaçların direkt saç diplerine enjekte edilmesi prensibine dayanır. Kullanılan ilaçlar güvenilirdir. Anestezi gerektirmeden uygulama yapılır. Belirli aralıklarla yapılan bir uygulamadır. Emin ellerde yapılması gerekir. Tedavi tamamlandığında dökülmede azalma, saçlarda dolgunluk elde edilmiş olur.
İYİ ŞAMPUANIN ÖZELLİKLERİ
• Bir şampuanda aranılan özellik, saçtaki yağı dengeye sokmak, saçın parlak ve hacimli görünmesini sağlamaktır.
• Şampuan seçimi, kişinin saç yapısına göre yapılmalıdır.
• Saça ve göze zarar vermemelidir.
• Yağlı, kuru, normal ve hasarlı saçlara özel şampuanların yanı sıra, bebekler için ve medikal özellik taşıyan şampuan çeşitleri de bulunmaktadır.
• Bir şampuanda aranılan özellik, saçtaki yağı dengeye sokmak, saçın parlak ve hacimli görünmesini sağlamaktır.
• Şampuan seçimi, kişinin saç yapısına göre yapılmalıdır.
• Saça ve göze zarar vermemelidir.
• Yağlı, kuru, normal ve hasarlı saçlara özel şampuanların yanı sıra, bebekler için ve medikal özellik taşıyan şampuan çeşitleri de bulunmaktadır.
SAÇINIZIN YAĞLANMAMASI İÇİN BU ÖNLEMLERİ ALIN
• Saçların çok sık taranmamasına ve fırçalanmamasına dikkat edin. Bu şekilde deride bulunan yağlar saça ulaşamaz.
• Aşırı sıcak ve nem, yağ salgısını arttırdığından bu ortamlardan kaçının.
• Saç kurutmayı sıcak havayla yapmayın.
• Yağlı saçlar için olan şampuanlar tercih edin.
• Yağlanmayı azaltmak için şampuanla yıkama sıklığını abartmayın.
• Saçların çok sık taranmamasına ve fırçalanmamasına dikkat edin. Bu şekilde deride bulunan yağlar saça ulaşamaz.
• Aşırı sıcak ve nem, yağ salgısını arttırdığından bu ortamlardan kaçının.
• Saç kurutmayı sıcak havayla yapmayın.
• Yağlı saçlar için olan şampuanlar tercih edin.
• Yağlanmayı azaltmak için şampuanla yıkama sıklığını abartmayın.
KURU SAÇLAR İÇİN BAKIM ÖNERİLERİ
• Saçlarınızı az şampuanla yıkayın
• Saç kremi kullanın
• Kurutma makinesini mümkün olduğunca az kullanın
• Nemlendirme özelliği fazla olduğundan kuru saç şampuanlarını tercih edin.
• Saç kremini şampuandan sonra kullanın. Kremler saçların parlak hale gelmesini ve yumuşak olmasını sağlar.
• Saçlarınızı az şampuanla yıkayın
• Saç kremi kullanın
• Kurutma makinesini mümkün olduğunca az kullanın
• Nemlendirme özelliği fazla olduğundan kuru saç şampuanlarını tercih edin.
• Saç kremini şampuandan sonra kullanın. Kremler saçların parlak hale gelmesini ve yumuşak olmasını sağlar.
-ntvmsnbc
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)